Mizaç ilmi

Mizaç ilminde sıcak, soğuk, kuru ve nemli kavramları vardır. Bir de bunların eşleşmeleri. Sıcak kuru, sıcak nemli, soğuk kuru, soğuk nemli gibi. Bildiğimiz anlamlara ek olarak maddenin veya canlının taşıdığı enerjiyi ifade eder. Örneğin peynir soğuk ve nemli bir gıdadır. Ceviz ise sıcak kurudur. İkisi birlikte tüketildiğinde dengelenmiş olur. Saatlerin de mizacı vardır. Öğle vakti sıcak kuruluğun en yüksek olduğu zaman dilimidir. Uykunun mizacı ise soğuk nemlidir. Kaylule uykusunu düşünürsek dengeyi görebiliriz. Güneş doğmadan önceki vakit soğukluğun en yüksek olduğu zamandır. Bu saatlerde uyumak insanın soğukluğunu çok arttırır. Beyin de yaratılış olarak soğuk olduğu için zihinsel yavaşlama, tembellik, algıda zayıflık meydana getirir. Mizacımızı çok soğutan veya çok ısıtan şeyler hastalık sebebidir. Günümüzde ısınmadan ziyade soğuma kaynaklı sebepler çoktur. Hazır paketli yiyecekler, teknolojik aletler, WiFi, olumsuz sözler, şehir hayatı, hareketsiz bir hayat, fazla uyku, uzun süren yalnızlık, sentetik kıyafetler, kimyasal kokular, fazla çay ve kahve tüketimi... mizacımızı soğutur. Mizaç soğuyunca fiziksel ve ruhsal rahatsızlıklar kapıyı çalar. Mizacımızı ısıtan veya dengeye getirenler ise açık ve doğal arazide yürüyüş, yüzmek, doğayla iç içe olmak, vaktinde ve özellikle yöremizde yetişen sebze ve meyveleri tüketmek, sılayı rahim ziyaretleri, manevi mekânlarda bulunmak; bal, tahin pekmez, zeytin, zeytinyağı, hurma, incir tüketmek; hakiki gül yağı, gül suyu koklamak... Mizacı dengeye getiren en etkili ve kolay yöntem ise nur unsurunu artırmaktır. Bunun yolu da İslamiyet'e uymaktan geçiyor. Her bir emrin veya yasağın mizaç ilminde karşılığını görebiliriz. Eskiler bu sebeple beş vakit namazını cemaatle kılan büyüklerin sağlıklı hallerine bakarak "ibadet dirisi" diye söylerlerdi. Sebebi mizaç dengesinin yerinde olmasıydı... Yazılsa sayfaların yetmeyeceği, çok ayrıntılı ve kapsamlı özellikle gençlerin öğrenmesi gereken ilim... İlknur Şahin ŞİİR GÜLÜM Her gün doğan karanlık, sensiz olmuyor gülüm.Her gün batan ayrılık, sensiz olmuyor gülüm. Bekliyoruz gelmeni, yerin dolmuyor gülüm.Özlüyoruz gülmeni, sensiz olmuyor gülüm. Derdi çoktur aşkımın, yüzüm gülmüyor gülüm.Alışmadım, şaşkınım, sensiz olmuyor gülüm. Gönlümüzden vurulduk, kimse bilmiyor gülüm.Beklemekten yorulduk, sensiz olmuyor gülüm. Sonbahara ulaştık, zaman geçmiyor gülüm.Sanma, sakın alıştık, sensiz olmuyor gülüm. Gülistanı unuttuk, güller açmıyor gülüm.Çocukları uyuttuk, sensiz olmuyor gülüm. Perdeleri açarım, ışık yanmıyor gülüm.Odalardan kaçarım, sensiz olmuyor gülüm. Bu ayrılık nedensiz, aklım almıyor gülüm.Ruhum kaldı bedensiz, sensiz olmuyor gülüm. Hayat geçip gidiyor, kimse kalmıyor gülüm.Umutlarım bitiyor, sensiz olmuyor gülüm. Yokluğuna alışmak, mümkün olmuyor gülüm.Sessizlikle barışmak, sensiz olmuyor gülüm. Seherlerde dallara, şebnem düşmüyor gülüm.Dönüp bakmam, mallara, sensiz olmuyor gülüm. Küllerimde aşkımız, hayat bulmuyor gülüm.Dillerimde şarkımız, sensiz olmuyor gülüm. Hasretimiz büyüdü, çiçek açmıyor gülüm.Vuslatımız yürüdü, sensiz olmuyor gülüm. Aslım, Neslim, İhsandır, gözüm görmüyor gülüm.Senden kalan irfandır, sensiz olmuyor gülüm. Nil Nehrinde sularım, artık akmıyor gülüm.Gece gündüz ağlarım, sensiz olmuyor gülüm. Dağlar, çöller aşarım, dönüp bakmıyor gülüm.Hatıranla yaşarım, sensiz olmuyor gülüm. Aciz sözü uzatma, aşksız olmuyor gülüm.Tut elimi, bırakma, sensiz olmuyor gülüm.