Kişi bilmediğinin düşmanı

"Kişi bilmediğinin düşmanıdır" denir Burada 'düşman' kelimesini bugün için ağır bulabilirsiniz. Ama biraz üzerine düşünmek gerekirse "bilinen bir doğrunun, bir hakikatin" dile getirilmemesi, onun üzerinin örtülmesi, kapatılması ve bazen de reddedilmesi o hakikate o doğruya düşmanlık etmek değil midir Bilmeyen insan hata yapar. Hata yaptığında bilmeden belki de en korunması gereken bir nesneye bir objeye, bir cihaza bir insana zarar verebilir. Hepimiz hayatımızda böylesi aksiliklere çok şahit olmuşuzdur. Birine adres sorarsınız, bilmiyorum demez de kendine göre size yardımcı olur. Sizi tutar hiç alakasız bir yöne gönderir. "Şimdi navigasyon var" dersiniz ama navigasyonu kullanmayı bilmezseniz yıllar önce haberlerde okuduğumuz gibi Hollanda'ya gideceğim derken navigasyon ile Norveç'e giden tır şoförü gibi olursunuz. Yani sizi paralı yola yönlendirir, başka tercihi bilmezseniz mecburen ilk tercihten gidebilirsiniz. Bir başka örnek şeker hastasına şekerin zarar vereceğini bilmeden ona tatlı ikram eder, bal yedirirseniz çok sevdiğiniz o kimsenin komaya girmesine sebep olabilirsiniz. "Sakın ona tatlı yedirme" demiş olsanız sizi merhametsiz olarak niteleyebilir şekerin şeker hastasına zarar verdiğini bilmeyen Sizin için çok önemli bir konuyu anlatmak isterken oradan bir bilmez çıkar "sen ne konuşuyorsun, geç bunları" deyiverir. Senin konuşacağın konunun önemi şurada kalır, o kimseye konunun önemini de anlatamazsın. Düşmanlık kelimesi işte bu ve benzeri anlamlardadır. Cahil, bilgiyi öldürür, bilgiyi katleder, bilgiyi yok eder Bilgiye ulaşacak olanı da bilgiden mahrum eder. Bilgili olanın da önünü kesmiş olur Bilmediğini bilenden zarar gelmez. Bilmiyorum der, susar Siz bu dürüstlüğe saygı duyarsınız. Bildiğini bilerek bilgisini sizinle paylaşan olursa da ona teşekkür eder, istifade edersiniz. Ama hem bilmeyen hem de bilmediğini bilmeyen olursa işte o kimseden uzak durmaktan başka çare yoktur. Halk arasında demişlerdir ki, "Biliyorsan