Elbette siz bilirsiniz

Bir tek siz iyi bilirsiniz Kimseye güvenemezsiniz o sebeple Ortaya bir çalışma koyduğunuzda o kadar mükemmel olmuştur ki en ufak bir eleştiriye tahammülünüz olmaz elbette. Haklısınız, sizi eleştiren kimse aslında sizi anlamadığından yapmaktadır eleştirisini Bir bilse sizin ne emek verdiğinizi, utanır bile sizi eleştirmeye Bir anlasa sizin o "yazıyı" yazarken, o "resmi" çizerken, o "yemeği" pişirirken, o "rengi" seçerken vb. ne duygular içinde olduğunuzu Mahcup olarak vazgeçer yapacağı eleştiriden Ah siz o kadar mükemmelsinizdir ki, ortaya koyduğunuz çalışmanın adı ne olursa olsun, hangi alanda olursa olsun, hangi konuyla ilgili bulunursa bulunsun en ufak bir eksiği gediği kalmamıştır. Kesinlikle siz en ince teferruatına en ince ayrıntısına kadar her şeyi düşünmüşsünüzdür En ufak bir dokunuş, en ufak bir değişiklik, en ufak bir müdahale sizin çalışmanızı berbat etmeye yeter Aman kimse dokunmamalıdır Aman kimse eleştirmemelidir Kimse en ufak bir ikazda bulunmamalı, fikir öne sürmemelidir. Hatta insanlar sizin bu tür davranışlardan nasıl rahatsız olduğunuzu beden dilinizden anlamalıdır. Yan bakışınızdan, çatık kaşınızdan dudak büküşünüzden üzüldüğünüzün farkında olmalıdır. Çok haklısınız Yerden göğe kadar haklısınız Sizi kimse eleştiremez, anlayamaz ve değerinizi bilemez İnsanlar sizin değerinizi nasıl bilsin Efendim Siz bile sizin değerinizi bilemiyorsunuz baksanıza Kendiniz bile evet Nasıl mı Asla tenkit değil bir tespit olarak söyleyeyim: Siz ki "akıl akıldan üstündür" denildiği hâlde aklınızın başka akıllardan faydalanmasına izin vermiyorsunuz Siz ki "bin bilsen de bir bilene danış" denildiği hâlde kimseye kendinizi danıştırmıyorsunuz. Siz ki "bir elin nesi var iki elin sesi var" denildiği hâlde kendinize ses verecek ikinci bir eli kendi elinizden uzaklaştırıyor, kendi elinizi yalnızlığa mahkûm ve mahpus ediyorsunuz. Toplum içinde bir değer olarak, bir "birey" olarak yaşaması gereken "kendinizi" kimseyi