Ayasofya Câmii'ne "Bizans Müzesi" hakâretinin sahîh târihçesi (27)

(CNN Türk, 26.2.2018; https:www.cnnturk.comseyahatayasofya-ile-ilgili-bilmeniz-gereken-her-seypage51; 2.10.2022) Ayasofya Câmii "Bizans Müzesi"ne tahvîl edilmek gibi büyük bir zulme dûçâr olunca, Ayasofya'nın dâhilindeki veyâ külliyesindeki bütün Müslüman eserleri gibi, Muvakkithâne de, bu darbeden büyük zarâr gördü... Ön cephesindeki tente bile, bu Millî Kültür âbidelerinin mârûz kaldığı hoyrat muâmelenin bir alâmetidir... "Yakın geçmişimize bakıp hâfızalarımızı yokladığımızda, Ayasofya'nın cami iken müze haline getirilişi, lâikliğin vicdan hürriyeti üzerinde baskıyı tecviz eden bir mânada anlaşılmağa başlandığı ve yer yer bu istikamette tatbikatın görüldüğü zamana tesadüf eder. O zaman ki bu memlekette bir çok secde edilen yerler şu veya bu bahane ile yıktırılmış ve birçoklarının da depo, ardiye vesaire gibi hizmetlere tahsisine müsaade olunmuştur. 14 Mayıs demokrasi inkılâbından sonra depo ve ardiye iken cami haline iade edilmiş birçok emsalinin bulunduğunu hepimiz bilmekteyiz." ("Ayasofya" başlıklı mensûr şiiri sebebiyle Osman Yüksel Serdengeçti aleyhinde görülmüş dâvânın safhalarına mütedâir Avukat Mehmed Emin Akyüz tarafından hazırlanan Ayasofya Davası'nın 2013'te Derin Tarih mecmûası tarafından yapılmış tıpkı basımından, İstanbul, Aralık 2013, ss. 39-40) Ayasofya Şadırvanı'ndaki tahrîbât Rahmetli Birinci Mahmûd Han tarafından Hicrî 1153 (Mîlâdî 1740-41) senesinde binâ ettirilmiş bu şâheser, 1898-1909 senelerinde, rahmetli İkinci Abdülhamîd Han tarafından D'Aronco'ya restore ettirilmiş, "Ebedî" ve "Millî Şefler", hattâ DP iktidârı zamânında kendi hâline terkedilmiş, bu yüzden dolaylı bir tahrîbâtın kurbanı olmuştur. Nihâyet 1960, 1980 ve 1993-1994'te tâmirât geçirmiştir. Şu var ki "1960 onarımında saçağın renginin değiştirildiği düşünülmektedir." Saçak zemîninin değiştirilen rengi, D'Aronco'nun -muhtemelen aslına muvâfık olarak- tatbîk ettiği mâvî renkdir. "1980 onarımı"nda ise, "D'Aronco'nun bezemeleri tahrip edilmiştir." (Yıldız-Altunbaş 2013: 221) Ancak 2011-2015 senesindedir ki Şadırvan, tam mânâsıyle, bir restorasyon mevzûu olmuştur. Restorasyon ekibinin elemanlarından Esengül Yıldız-Altunbaş, yapılan çalışmaları, 2013 Uluslararası İstanbul Tarihi Yarımada Sempozyumu'na sunduğu "Ayasofya I. Mahmud Şadırvanı 2011 Yılı Restorasyonu" başlıklı teblîğinde tafsîlâtıyle îzâh etmektedir. Büyük harâbiyete mârûz kalan eser, nihâyet toparlanmış, yalnız, bu def'a da, D'Aronco'nun saçaktaki mâvî rengi yerine, 1960'daki tâmirâtta kullanılan "grimsi yeşil" renk devâm ettirilmiştir. (Yıldız-Altunbaş 2013: 224-225) Ayasofya Kütübhânesi'deki tahrîbât Âzâde Akar'ın 1971'deki müşâhedesine nazaran (s. 285), yine Birinci Mahmûd Han'ın binâ ettirdiği eserlerden olan Ayasofya Kütbhânesi, "yakın bir zamana kadar eskiden kalma sedirleri ile orijinal halini muhafaza ederken, yapılan tamir neticesi tahrîfâta mârûz kalarak modern bir görünüşe sahip olmuştur. (Yerlerin parke olması gibi.)" Eserin mârûz kaldığı tahrîfât hakkında, Eyice'de, biraz daha fazla îzâhat mevcûddur: "...1959-1960 yıllarında Kütüphaneler Genel Müdürlüğü'nün emriyle okuma odasının sedirleri kaldırılıp tavanı sunta ile kaplanmış, kitap hazinesi bölümündeki kalem işi nakışlarla süslü olan ahşap dolaplar sökülerek bunların yerine sac dolaplar konulmasına girişilmiştir. Vaktinde haber alınarak durdurulan bu teşebbüsten ahşap kitap dolapları güçlükle kurtarılmıştır." Neyse ki: "1982-1983 yıllarında kütüphane ciddi bir şekilde restore edilerek sonradan yapılan bütün ilâveler kaldırılmış, daha önce örülerek dolap haline getirilen pencereler açılmıştır. Bu sırada evvelce bozularak parçaları yanlış birleştirilen ve kurt işlemiş olan ahşap kitap dolabı dağıtılarak tedavi edildikten sonra parçaları aslî biçimine uygun olduğu sanılan şekilde yeniden birleştirilmiştir." (Eyice 1991: IV214) Eyice, Ayasofya Kütübhânesi hakkındaki