Ayasofya Câmii'ne "Bizans Müzesi" hakâretinin sahîh târihçesi (192)

Atsız'ın Allâh'ı dolaylı inkârı Nihal Atsız'ın fikirlerindeki insicâmsızlık, muayyen bir Ulûhiyet mefhûmunu reddedip kendi metafizik inancını ortaya koyarken de tezâhür ediyor. İslâmın Allâh akîdesini reddetmek sadedinde sarfettiği bir söz şudur: "Tanrı insan idraki dışındadır." Lâkin bu söz, münferiden, yanlış değildir: Zîrâ, elbette Allâh'ın Zâtı, Mâhiyeti pek mahdûd olan beşer idrâkinin dışında, daha doğrusu fevkindedir. Beşer, Allâh'ı ancak sıfatlarıyle idrâk edebilir. Aslında, bu sıfatlar da, Allâh'ı bütün hakîkatiyle târif etmezler; bunlar, sâdece, ona, Rabb'i hakkında bir fikir vermek, böylece Allâh'a îmânından amelleri için ders çıkarmasını sağlamak içindir. Yoksa, Allâh, Müteâldir ("transcendant"), zamân ve mekândan münezzehdir, beşerî tasavvurun fevkindedir. Süleyman Çelebi merhûmun hârikulâde ifâdesiyle: "Her tasavvurdan münezzeh Hak'tır Ol; Âlem üzre Hâkim-i Mutlak'tır Ol!" O'nu târif için kullandığımız "Yaratan, Ezelî, Ebedî, Hayy, Mutlak Bilgi, Mutlak Kudret Sâhibi, Gafûr, Rahîm, Vedûd" gibi bütün sıfatlar, beşer diline mahsûstur, Allâh'ı, ister istemez, bir dereceye kadar beşerîleştiren kelimelerdir; hakîkatte, ne bu kelimeler, ne bulabileceğimiz çok husûsî başka kelimeler O'nu bihakkın ifâde edebilirler. Hâlbuki zihnimizde Allâh mefhûmunun canlanması, bir mânâ ifâde edebilmesi için bu gibi kelimelere muhtâcız. Bunları kullanmaktan kaçınırsak, bu def'a, Allâh'ı hayâtımızdan çıkarmış, kendi nâm-ı hesâbımıza varlığını veyâ yokluğunu bir hâle getirmiş, O'nu dolaylı olarak inkâr etmiş oluruz. Nitekim, Voltaire'le karşımıza çıkan Deizmin yaptığı budur... Bu ise, son tahlîlde, aynen Panteizm gibi, Materyalizmden veyâ Ateizmden başka bir şey değildir... (Deizmin ve Panetizmin-, Ateizmin münâfık şekli olduğuna dâir îzâhatımız, Yeni Söz, 27-28.9.2019366-367. Tefrikalardadır.) Deizmin, Ateizmin münâfık şekli olduğuna Atsız da misâldir Deist telâkkînin, insanı, nasıl bilfiil Materyalizm ve Ateizme (ki bunlar, takrîben, müterâdif kelimelerdir) götürdüğüne Atsız ibretâmîz bir misâldir. "Tanrı insan idraki dışındadır." diyen Atsız, makâlesinin aşağıdaki pasajında, bundan ne kasdettiğini biraz daha tavzîh ediyor: "Türkçüler Tanrı'yı bir tarafa atmamıştır. Atmaz da. 'Tanrı Türk'ü Korusun' sözü Türkçülerin sloganıdır. "Tanrı, insan zekâ ve idrakinin kavrayamayacağı yükseklikte olduğu için ikide bir onu ortaya sürerek, üzerinde kırıcı tartışmalar yapmanın aleyhindeyiz. Eski Türkler büyük saygı duydukları varlıkları öz adları ile anmazlardı. "Tanrı, ne din kitaplarının anlattığı gibi insan şeklinde, ne de göklerin bir yerindeki tahtının üzerindedir. Onun nasıl olduğunu, ne olduğunu bilmeye imkân yoktur. Olsaydı din bilginleri asırlar boyunca