Yargıya saygı

Adalet, yargının bayrağıdır.Ulusal, toplumsal, kişisel yaşamın belirgin güvencesi yargıdır. Yargının bağımsızlığı, ulusal bağımsızlığı anlamlı kılan başlıca değerdir. Adaleti yaşam güneşi olarak gerçekleştiren yargının insanlık, eşitlik, güvenlik, barışla yaşam aydınlığının kaynağı özelliği, niteliğinin özgünlüğünü yansıtmaktadır. Yargıyı biçimsel bir değerlendirme, karşılaştırma, yüzleştirme işlevi değil, gerçeği ve "hak"kı ortaya koyarak belirleyen ulusal istenç (irade)organı olarak bilmek ve benimsemek en yaraşır yaklaşımdır.Uygarlık atılımlarının başında, sınırsız yetkilerle kişisel gücün sahibi yöneticiler yerine halkın temsilcilerinin yine halkın seçimiyle belirlenmesi gelmektedir. Yaptırımlı kurallar topluluğu olan hukuk, yasam güvencesinin bilimsel kurumudur. Uygulamaların, yargısal öngörü ve kararların kaynağı ve dayanağı olarak hukukun yaşamdaki yeri asla yadsınamaz. Kişiselliği, gelişigüzelliği, "oldu bitti"leri tümüyle dışlayarak yürürlükteki kurallara uygun işlemlerin geçerliği, hukuka bağlılıkla gerçekleşir.Yargı, yaşam terazisidir. Esenliğin güvencesidir. Hakların ve özgürlüklerin koruyucusudur. Büyük ATATÜRK'ün daha 1920'deki "Adalet gücü bağımsız olmayan bir ulusun devlet biçiminde varlığı kabul olunamaz" sözü, yaşamsal önemini ve değerini vurgulamaktadır. Devletin hukuksal bir yapı olarak önceliği yaşam güvencesi,esenlik,mutluluk ve barıştır.Bunu sağlamak için de ilgili organların ve görevlilerin tutum ve davranışlarının uygunluğunu sağlamak gerekir. Yargının bağımsızlığı bu konuda öncelikli, ağırlıklı, birinci koşuldur.Bu nedenle atamalara, yer değiştirmelere (nâkillere) çok önem verilmelidir. Kimi atamaların yakınlık, kayırma, yaranma, dayanışma ve cezalandırma (yaptırım) olarak uygulanması son derece sakıncalıdır. Yargıda yanlılık ya da karşıtlık en büyük kötülüktür. Yargıya saygı, öncelikle ve ağırlıkla yargıda