Alacakaranlık ortamlar içinde

-İnsanlık en büyük ülkü, en değerli niteliktir.-İnsanlar için ''Ömür'' sözcüğüyle anlatılan yaşam sürecinin sınırlı ve geçici yapısı bir doğa gerçeğidir. Ne var ki dünyaya gelişte sevinme, sonsuza göçüşte de ağlama nedeni olan insan varlığı, gereken özenin gösterilmemesi nedeniyle yaşam süresinde kimi sorunlarla karşılaşmakta, duygusal durumlarla birlikte ağırlık kazanan yapı yıpranıp yıkılmaktadır. Bedensel sorunlar dışında çevrenin olumsuz etkileri gölgeleri karanlığa çevirmektedir. Anlayış, barış, hoşgörü, katkı, yardım ve destekle güçlenecek yerde kimi üzücü, kırıcı tutum ve davranışlar nedeniyle yaşam koşulları bozulmakta karşıtlık ve bıkkınlık ilişkileri etkilemektedir.Kimi siyasetçilerin tutumunu ve konuşmalarını asla uygun bulmamamıza karşın yaraşır oldukları yanıtları ve eleştirileri kişiliğimizle bağdaşmadığı için değerlendirmiyor, dikkate almıyoruz. Onlar nasıl çirkinliğe gömülseler, birşeyler yapıp söylediklerini sansalar bile biz onların düzeyine düşmekten özenle kaçınıyoruz. Siyasal, hukuksal ve ekonomik yönden giderek kötüleşen ortamı büsbütün çekilmez kılmakta sorumlu olmak istemiyoruz.Siyasal iktidarın kendi keselerine uygun sandıkları halkın kesesi, giderek tümüyle boşalmaktadır. Geçim koşullarının ağırlığı belleri bükmekte, eğitim ve sağlık giderleriyle birlikte toplumsal bir kambur durumunu almaktadır. Dil çirkinliği yanında tutum terslikleri de toplumun omuzlarına yığılmaktadır. Günden güne artan geçim güçlüğü yaşam koşullarını ağırlaştırmakta, özellikle memur ve işçilerimiz kimi sorunlarla başa çıkmaya çalışmaktadır. İktidarın aldırışsızlığı, yeniden seçilme çabaları yurttaşların beklentileriyle çatışmaktadır. Halkını değil, kendilerini düşünenler er-geç yaraşır oldukları çukura düşerler. Kendi