Her yol mubah!

Siyasal İslamda iktidara gelmek için de kalmak için de her yol mubah. Demokrasi araç olarak kullanılır ve daha çok özgürlük ve demokrasi getireceğiz vaatleriyle iktidara gelinir. Daha sonra mevcut rejimin sigortaları, aynen elektrik sigortası gibi gevşetilir, yerinden sökülür: Ülke yönetimi için liberallerle işbirliği yapılarak "Askeri vesayetin kaldırılması" planı, laik demokratik Cumhuriyet rejiminin koruyucu sigortası olan TSK'nin içine önce Truva Atı gibi FETÖ unsurlarının sokulması, kumpas davalarıyla Atatürkçü komutanların hapse atılması, önceden bilindiği halde "engellenmeyen" bir darbe girişimi sonrası arazi temizliği. Aynı plan hukuk bürokrasisi ve İçişleri'ne bağlı polis teşkilatında da yürütülmüş, böylece hukuk ve silahlı güçler, mutlak olarak iktidarın emrine alınmıştır. Geriye bir tek sistemin değiştirilmesi kalıyor ki sonuçları şaibeli bir referandumla atı alan Üsküdar'ı geçmiş, tek adam rejimine geçildikten sonra "Hukuk da benim, adalet de. Uygulayıcıları da benim elimde, yaptırımcıları da. İstediğin kadar haklı ol, ne dersem o, suyumu bulandırıyorsan, yukarıda da olsam seni yerim kuzu" hikâyesi.İMAMOĞLU, KUZU MUBütün bunları, hukuk kumpaslarıyla görevinden alınmak ve siyasi hayatı engellenmek istenen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun konuşmasını dinlerken düşündüm. AKP'li ancak vicdanlı seçmen de İmamoğlu'na yapılan oyunu görüyor da kimin umrunda Muhalefetin suçu ise 11 büyükşehir belediye başkanlığını kazanmanın mutluluk sarhoşluğu içinde başkasına destek olmamaktı. Cumhur İttifakı, hukuki dayanağı olmadan, seçme ve seçilme hakkını yok sayarak HDP belediyelerine tek tek kayyum atarken ne yapıldı Kaderin ağları, İmamoğlu'nun etrafına sarılırken ne deniliyordu: "Yok artık! Her şey olur ama İBB'ye dokunamazlar, İmamoğlu'nu alamazlar!"HUKUK DEĞİL KİMahkemeden böyle bir karar çıkamaz denirken çıktı. Biz bu rezaleti tartışacağımıza İmamoğlu'na kim önce sarıldı kayıkçı kavgası yaptık. Akşener sarıldıysa bırakın da Dilek Hanım düşünsün! Şimdi ne olacak İmamoğlu'nu görevden alıp İBB'nin kaçırdıkları bütün olanaklarına yeniden çökmek için gözleri kararmış vaziyette. Vicdan ve hukuk nosyonlarını kaybetmişlerdi de gerçeklik duygusunu da kaybettiler. Yalan ne kadar büyükse önce kendin inanıyorsun. Bakan Soylu bunları kendi başına değil, bilerek ve talimatla yaptığı için onu hedef almanın önemi yok. Bizim dışımızdakilerin suçu olup olmaması dert değil, biz onlara suç icat eder, cezasını da kendi niyetimize göre biçeriz diyorlar.Başa dönersek, siyasi İslam bu. Kendileri dışındaki herkes DÜŞMAN. Cumhurbaşkanından başlayarak birlikte çalıştığı hemen herkes