Yazgülü Aldoğan

Cumhuriyet

Aday önemli ama ülke daha önemli

Macaristan seçimlerinin sonuçları çarşıyı karıştırdı; onların diktatörü Viktor Orban, seçimleri altı partinin oluşturduğu koalisyona karşı dördüncü kez kazanıverince aynı felaket bizim de başımıza gelir mi korkusu, bir süredir yeşeren umutları yaktı geçti! Suçlu da bulundu: aday kötüydü; o da sağdandı ve baştakinin kötü bir kopyasıydı. (Bak bu bana

Baskın seçim kime yarar

Haberleri izlediğiniz zaman ne hissediyorsunuz Seçim kokusu! Erken seçim değil, baskın seçim İktidar, oylarının eridiğini görüyor. Cumhur - Millet İttifakı dengesi yüzde 40'a 60! Muhalefet, yüzde 23 puan değil, tam 20 puan fark atıyor iktidara. Ancak partiler açısından baktığımızda AKP hâlâ birinci parti. Muhalefet partilerini destekleyenler bunu h

Buzdolabını al, huzuru geri ver!

Aslında haklı: eskiden buzdolabı yoktu. Çok küçüktüm, buzdolabımız yoktu. Annem, babamı kaybettikten sonra iyi okullarda okusunlar diye kızlarını alıp İstanbul'a gelmiş, babamdan kalan üç kuruş dul yetim maaşıyla tuttuğu kiralık evde yaşıyor. Buzdolabı yok, ama sofrada etlisi, zeytinyağlısı, tatlısı üç çeşit yemek var! Buzdolabı yok, ama tavuğun de

Siz göndereceksiniz!

İktidar her gün yaptığı ayrı bir hak ihlaliyle hepimizi sınıyor. Dayanma gücümüzü, sokaklara dökülüp isyan etmeme kararlılığımızı, sabrımızı. Haksızlıkların en büyüğüne maruz kalıp da intihar edenler var, valizini alıp gidenler de. Depresyon ilaçlarının kullanımı hiçbir dönemde olmadığı kadar artmış. Öfkesini dile getireni, sesini çıkaranı da hakar

Susmuyoruz, itaat etmiyoruz!

Onlar sadece birlikte sloganlar atarak yürümek ve İstanbul Sözleşmesi'nin yeniden hayata geçirilmesini isteyen bir basın açıklaması yapmak istiyorlardı. Bu kadar basit: Bir yürüyüş ve bir basın açıklaması! Bunun için bütün Beyoğlu bölgesini barikatlarla bölmek, metro, tünel hatlarının istasyonlarını kapatmak, sanki terör saldırısı varmış gibi turis

Sinir savaşı ve protesto

Önce ayrıştırdılar, sonra birbirimize düşürdüler; elektrik yüklü bulutlar gibiyiz, her an çakmaya hazır! Birbirimizin gırtlağına sarılacağız diye korkuyorum. Siyaset de sinir savaşına dönüştü. Ülkeyi kötü yönettiler, kötü oldukları için kötü yönetmeye devam ediyorlar ve sesler yükseldiği için maraza çıkarıp bastırırsak biraz daha kalırız diye baskı

Propaganda ve fanatizmle nereye kadar

Milletin derdi hayatta kalmak, onların derdi iktidarda kalmak! Onların derdi enflasyon, milletin derdi hayat pahalılığı ve gelir yetersizliği. Halk Ekmek kuyruğuna "belki sıra bana gelene kadar kalmaz" diye fabrikadan geliş saatinden önce giren dayı, TUİK'in enflasyon rakamıyla uğraşmaz; o, fırından 3.5 liraya alamadığı ekmeği 1.25'e alma derdinde.

Yolda değil, sınıfta kaldık!

İstanbul'a ilk kez kar yağmıyor. Benim hatırladığım 40 gün karın kalkmadığı yıllar oldu. Eskiden daha da soğuk olurmuş. İstanbul Boğazı'na buzlar inmiş Karadeniz'den. Rumeli Hisarı'nın önünden geçerken üzerine çıkıp bayrak dikmiş, fotoğraf çektirmiş cesur balıkçılar! O zaman da yollar kapanıyor, okullar tatil ediliyordu ama faturası, balıkçıda bir

Yanlışta ısrar, yönetmek değildir

Zonguldak - Kilimli arasında sahil yolu yapıyorlar. Yol, denize sıfır. Karadeniz'in haşin dalgaları her seferinde geliyor, yolu yutuyor. Yazın yine yapıyorlar. Kışın deniz yine yutuyor! Erdoğan yolu açmakta ısrarlı. O törene yetiştirmek için işçilerin can güvenliği tehlikeye atılıyor; dalgalar iki adam boyu vururken işçi çalıştırılıyor dördüncü kez

Çocuklar kimsenin malı değil

Üstelik Enes çocuk da değildi. Reşit olmuş bir birey. Ama ailesi istediği için istemediği, tıp gibi zor bir bilim dalında okumak zorunda bırakıldı. Enes, üstelik de istemediği bir yaşam biçimine uyum sağlamaya zorlandı. Bir tarikat evinde, dini baskıyla. İslam dini, reform geçirmediği için, bütün kurallarıyla uygulandığı zaman günümüz yaşamında zor