Tarikat yurtları, cemaat evleri...

Orta Doğu coğrafyasında her dini inancın tarikat ve cemaatlerinde binlerce yıllık sapık gelenekler günümüze kadar ulaşmıştır. "Ensest" adı verilen "Aile içinde gizleme" alışkanlığı bugün yüzlerce, binlerce kollara ayrılmış cemaatlerde yaşamaktadır. Bursa'da açığa çıkarılan "Badeci Şeyhin Sır Odası"nı detayları ile yazan Timur Soykan'a selam olsun. Sevgili Murat Ağırel'in de ortaya çıkardığı sapkınlıkları, İsmail Saymaz da "Şehvetiye Tarikatı" ile fikri takibini yaparak kamuoyunu aydınlatmaya çalışıyor. İletişim teknolojisinin hızla gelişmesi ile benzeri haberler geniş kitlelere hızla yayılıyor. Merdiven altı, ruhsatsız-izinsiz yatılı Kur'an kurslarında yaşanan cinsel tacizlerle ilgili dosyalar devletin arşivlerinde duruyor. 1940-1950-1960-1970'li yıllarda ülke nüfusunun yüzde 60-70'i köylerde yaşadığı için bu vakaların çoğu adliyelere ulaşamamış, bulunduğu yerde kapatılmıştır. Ancak özellikle Jandarma arşivlerinde on binlerce vesika yer almaktadır. Ankaralı gazetecilerin "Baba" olarak bildiği merhum Ünal İnanç'ın muhteşem arşivinde yüzlerce ifade tutanaklarını okudum. 50-60-70'li yılların polis adliye muhabiri Ünal İnanç; "Yatılı Kur'an kursları ve talebe yurtlarında 7 yaşındaki çocuk ile 15-16 yaşındaki ergen gençler aynı-dar mekanda yatardı. Hiyerarşik disiplin ile büyükler, küçüklere hükmeder, bu cinsel taciz ve istismara kadar ilerlerdi. Sorumlular otorite ile ailelerin haberi olmadan üzerini örterdi. Bu zamanla gelenek haline dönüştü. Küçükken istismara uğrayanlar büyüyünce küçüklere aynısını yapmayı hak saydılar. İstihbarat örgütleri gibi kompartıman sistemi ile çalışan cemaatlerde halen sürmekte olan cinsel istismarın gerçek boyutunu kendileri bile bilemez" demişti. Çeşitli vakıf, dernek ve cemaatlerin yurt ve evlerinde meydana gelen olayların bizzat devlet görevlileri tarafında örtülmesi işin vahim tarafı. Utanç ötesi ise, 45 öğrencinin suistimal edilmesinin ortaya çıkmasından sonra, devrin aileden sorumlu Bakanı "Bir kereden bir şey olmaz" açıklamasıdır. Kumpas Davalarını Silivri'de takip ederken tutuklulardan Yarbay Mustafa Dönmez'in uyarısı ile "Gizli tanık"ın peşine düştük. Sesi bile değiştiriliyordu. Ergenekon ve Balyoz sanıkları olan subayların kendisini görevlendirdiğini, dershane, okul ve öğretmenleri fişlediklerinden dem vuruyordu. Üşenmedik araştırdık, gelen ihbarları değerlendirip gizli tanığın o sırada Tekirdağ Cezaevi'nde yatmakta olan Y.D olduğunu tespit ettik. Y.D'nin izini sürdük. Mahkeme dosyalarına ulaştık. FETÖ'nün Ankara-Demetevler'deki öğrenci evlerinde 2-3 yıl ders aldığını, bu sırada "Abi"ler tarafından defalarca cinsel suistimale uğradığını, Bursa'da Meslek Yüksek Okulunda öğrenim görürken "Abi" olup, evlerde derse gelen genç çocukları suistimal ettiği