MHP, neden seçime yalnız giriyor

Bugün, "MHP durup, dururken niye tüm seçim bölgelerinde kendi logo ve listeleri ile seçime girme kararını irdelemeye" çalışacağız. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin kimselerin akıl sır erdiremediği sebepler yüzünden neredeyse "Kayıtsız şartsız AKP'ye ve dolayısı ile Erdoğan'a teslimiyet"i belki de 50 yıl boyunca tartışılacak. Ayrıntıları ciltler dolusu kitap olur. Bugün konumuz bu olmayacak. AKP'ye teslimiyet MHP'nin neredeyse 60 yıllık geleneğine aykırı olunca ciddi puan kaybetti. Oysa 1999'da yüzde 18'i bulan MHP'nin günümüzde tek başına iktidar olması gerekiyordu. Fakat, Bay Bahçeli ne zaman MHP yükseldiyse frene bastı. 3 Kasım 2002 seçim kararı ile AKP'yi iktidara taşıdı. Baraj altında kaldı. Başta CHP seçmeni olmak üzere yüzde 10 barajını yeniden aşması sağlandı. Türk siyaseti için "gerekli" sanıldı. Lakin son Sinan Ateş siyasi cinayeti yüzünden MHP, yüzde 7'ye düşürülen barajın da altına yüzde 5'in altına düştü. Sinan Ateş suikastında "Sessiz kalmayı tercih eden AKP" bu faturanın bedelini ödeyeceğini gördü. MHP'yi TBMM'ye yeniden taşımak için başta büyük şehirler olmak üzere AKP listelerinden aday gösterip "Grup kurması"nı sağlamak için ciddi hesaplar yapıldı. AKP'nin maksadı önce "Parlamentoda çoğunluğu" sağlamaktı. Ve kendi adıma bunu televizyon kanallarında katıldığım programlarda anlatıp, yorumladım. Bu düşüncelerimin Balgat'taki MHP Genel Merkezinde rahatsızlık yarattığını biliyorum. Dahası bazı televizyon kanallarına "Bir daha Yavuz Selim Demirağ'ı ekrana çıkarmayın" baskısında bulundular. Bir kısmı buna boyun eğdi. Gelelim MHP'nin son kararına: "Niçin tüm bölgelerde logo