İktidar sahibi olmanın gücü ile sarhoşluk yaşayanlar var. "Ser" baş anlamında kullanılıyor. Dolayısı ile "Hoşbaş" bir başka deyimle "Başıhoş" olarak da anılıyor. Gücü elinde bulunduran biri "Başım hoştu, yaptım oldu. Pişman da değilim" deyince hoşgörü ile karşılanıyor. Bu kanunsuz kural sadece gücü elinde bulunduranlar için geçerli olduğundan sadece sokaklarda değil, ön adında "Gazi" unvanı bulunan TBMM'de de yaşanıyor. İktidar ve irili-ufaklı ortakları için "Farklı hukuk" İkinci Dünya Savaşı'nda yürürlüğe konan "Düşman hukuku"nu hatırlatıyor. İktidar mensuplarının hoşuna gitmeyen konuları yazan gazeteciler saldırıya uğruyor. Ceza yok. Kahraman edaları ile geziyorlar. Ödüllendiriliyorlar. Canım memleketimin Ana Muhalefet Partisinin lideri, bakanların, Genelkurmay Başkanı, Kuvvet Komutanı, Emniyet Genel Müdürü ve binlerce kişinin önünde alenen "Linç"e uğratılmak isteniyor. "Çıt" yok. Dahası bu ve benzeri olayları "Şehit cenazelerine katılmalarını engelleyin" diyen İçişleri Bakanı'nın bir nevi talimatını yerine getiren saldırganlar kutsanıyor. İnek hırsızları neredeyse tarikat şeyhi ilan ediliyor. TBMM'de milletvekilliği yapmış, bakanlık yapmış kişilere saldırıyor güç sarhoşları. Dahası polis karakolunun içinde eski milletvekilini görevlendirilmiş avukat tekme-tokat dövüyor. Bu vaka ile övünülürken saldırgana yaptırım yok! Katiller, uyuşturucu baronları, kara paracılar, mafya mensupları, suç örgütü liderleri "Ebed-i müddet devlet"in bakanları ile fotoğraf çektiriyor. Referanslarını sergiliyor ama ortada soruşturma bile yok. Vesayet altındaki hukuk iktidar ve kuyruklarına farklı, muhaliflere farklı muamele ederek adaleti yok sayıyor. Ve bu normal vaka olarak algılanıyor. Nobranlık, saldırganlık "Yasama ve yürütme"nin sahibi TBMM'ye kadar sirayet etti. Meclis duvarındaki "Egemenlik, kayıtsız-şartsız milletindir" yazısını kaldırıp "Bende"yi yerleştirseler bari... TBMM'nin en centilmen, mütevazı vekili Hüseyin Örs'ü Kazakistan'da yüksek lisans yaparken tanıdım. Hayatı eğitim ve akademi dünyasında geçti. Memleketi Trabzon'da MHP'den milletvekili adayı oldu. Kentine hizmet için Trabzon Büyükşehir Belediye Başkan adayı oldu. Şehir merkezinden, köylerine, yaylalarına kadar dokunmadığı, tebessüm etmediği, selam vermediği vatandaş kalmadı. Sevgi ve insanlık dolu Hüseyin'i Trabzonlu, İYİ Parti'den milletvekili seçip Ankara'ya gönderdi. Şık giyimi, gülen yüzü ile partisinin sembolü haline dönüştü. Seçmenleri, hemşehrileri, vatandaşlar odasını hep doldurdu. Çaycıdan, evrak memuruna kadar Örs'ü bütün Meclis personeli çok sevdi. İdeolojik dogmaları yıkmıştı. Parti ayrımı yapmadan tüm kesimlerle dostluk köprüsü inşa etti. Bir Allah'ın kulunu incitmeyen bu "Adam"a el