Gerçekleri yerinde gördüm...

Dünyanın başına bela olan "salgın" yüzünden 2 yıldır şehir dışına çıkamamıştım. Şaka ile karışık "Başkentimizin nöbetini tutuyoruz" diyordum. Gelen davetleri "Kronik hastalıklar"ım yüzünden geri çevirmek zorunda kalıyordum. Vaka sayıları gerileyince rehavete kapılmadık. Ancak merhum babamın ablası, ailemizin asırlık çınarı (93 yaşında) Fadime Halamı kaybedince; memleketime, köyüme olan özlemimi de gidermiş oldum. Düşman Polatlı önlerine gelip, Ankara'nın tehlikeye girdiği günlerde başkenti Kayseri'ye taşıma planını okuyucularımız bilir. Hemşehrilerimin "Övünmek gibi olmasın Kayseriliyim" vurgusu yanında "Siyasette istikrar" adı altında tercihler son 30-40 yılda sağ partilerden yanadır memleketimin. Ticaretten sanayi kenti haline dönüşmesiyle örnek şehirdir. Türkiye ortalamasının yüzde 15-20 üzerindedir. Kayserili rüzgârı çok önceden hisseder. Cenaze için gittiğim memleketimde şehir merkezi ve köyümde mevcut iktidardan şikayetlerin yanında siyasal tercihlerin önemli oranda değiştiğine tanık oldum. "Cumhur İttifakı" adındaki "AKP-MHP ortaklığı"nın ezici üstünlüğünün sanayi ve ticaret kenti Kayseri'de sona erdiğine tanık oldum. İktidar nimetlerine rağmen İYİ Parti ile AKP neredeyse kafa kafaya... MHP'nin derin damarı kılcal hale düşmüş. Çoğunluk İYİ Parti'de yerini almış durumda. Kökleri eskilere dayanan CHP'de ciddi gelişme var. Özellikle gençlik kesiminde ilgi had safhada. AKP'yi zayıflatan unsurlardan birisi de Abdullah Gül faktörü. Sanayi, ticaret ve esnaf arasında DEVA Partisi'ne geçişler oluşmuş. "Millî Görüş Geleneği"nden gelenler DEVA yanında, Yeniden Refah ve Gelecek Partisi'ne kaymış. İşin özeti İYİ Parti pastadan en büyük payı almış durumda. Aile büyüğümüz halamın cenazesinden iki gün sonra geçtiğimiz pazar günü Kırşehir Kitap Fuarı'nda söyleşi ve kitap imzasındaydım. 29 yıl sonra CHP'nin İYİ Parti ile beraber ittifakı sonucunda kazandığı belediye, şehrin havasını değiştirmiş. AKP dönemi "En borçlu" belediye sıfatından kurtulup salgın koşullarında gelirleri büyük oranda düşmesine rağmen, çalmadan, çırpmadan, savurganlık yapmadan bir kentin başarı ile yönetilip, borçlarını ödemesi her kesimce takdirle karşılanıyor. Belediye Başkanı Selahattin Ekincioğlu'nun seçildikten sonra hayatı hiç değişmemiş. Mütevazılığı ile şaşırtıyor. Koruması, polis eskortları yok. Halkın arasında, esnafın zor günlerinde yanında. Üretim için seferberlik ilan etmiş. 1200 personeli ile partizanlık yapmadan hizmeti aksatmıyor. Bir başka yazıda Kırşehir'i detayları ile yazacağım. Osman Bölükbaşı'nı milletvekili seçtikleri için Kırşehir'i ilçeye dönüştüren sağ partilerin tutucu partizanlığı halen unutulmamış. İç Anadolu'muzun bereketli topraklarında köylünün, üreticinin perişan haline yerinde tanık oldum. Mazot,