Gül bahçesini ziyaret

OSMANİYE Asri mezarlık... Park gibi... Gül bahçesi gibi... Orman gibi... Bakımlı... Ve tertemiz. Şehir çıkışında, Toprakkale yolu üzerindeki mezarlık, dört ana bölümden oluşuyor. Birincisi... Şehir mezarlığı... Osmaniyelinin son adresi. İkincisi... Asker Şehitliği. Osmaniye, nüfusa göre şehidi en çok olan il... Onun için asker şehitliği tamamen dolu. Yeni bir parsel... Asri mezarlığın yeni bölümü... "İkinci" asker şehitliği. Dördüncüsü... Polis Şehitliği. Ve... 6 Şubat 2023... Deprem... Mezarlığa bir büyük parsel daha eklendi... Depremzedeler için. Mezarların başında insanlar... Gözyaşları... Fatiha'lar. "Böylesini" görmemiştik İsrafil Avcı... Osmaniye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı... Eliyle "bir yeri" işaret etti. İsrafil'in nutku tutulmuştu... Konuşamıyordu... Sadece, işaret ettiği yere bakmamızı istiyordu. Baktık... Taptaze iki mezarlık... İki depremzede. Birinde... Nuray Coşkun yatıyor. Diğerinde Ceren Coşkun. Anne ile kızı... Koyun koyuna. İki mezarın arasında ise... Bir genç... Siyah elbiseli... Beyaz ayakkabı... Ellerini kavuşturmuş... "Doyamadığı" annesi ile kız kardeşinin arasında... Uzanmış... Derin düşüncelere dalmış. Çok mezarlık gördük... Ama "ölmeden mezarlıkta yatanı" görmemiştik. Ey genç arkadaş... Başın sağ olsun... Allah sabır versin. Osmaniye Valisi Erdinç Yılmaz... Depremzedelerin çocukları arasında... Moral veriyor... Oyuncak dağıtıyor... Başlarını okşuyor. Sorduk... Deprem... Can kaybı. Dr. Erdinç Yılmaz, "Binin üzerinde" dedi: - Tam olarak bin sekiz. Vali Bey, bir ayrıntı verdi... Paylaşalım: Osmaniye'de, "Cenazemi bulamadım" diyen kimse yok. Sadece bir "kimliksiz" cenazemiz var... Toprağa verdik... Yabancı uyruklu olabilir. Onun da "DNA'sını" aldık... Yarın soran olursa, bir yakını gelip ararsa ve DNA'sı da tutarsa "Hoş geldin" deriz... Ağırlarız... Mezarını gösteririz. Bayrak Asker Şehitliği'nde... Her şehidin başucunda bir bayrak. Polis Şehitliği'nde de öyle. Ve... Depremzede şehitliği... Burada da mezarlar "bayraklı." Burhan Aksu... Az önce mezarını gördüğümüz Hacı Mehmet Aksu'nun yakını olsa gerek... Belki oğlu, belki kardeşi... Mezar, elbette bayraklı. Sonra... Yan yana iki mezar... İkisinin üzerine de sanki birer yorgan örtülmüş. Yorgan... Kırmızı beyaz... Ay yıldız... Arif Nihat Asya'nın söylemiyle, "Mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü... Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü." Mezarlıktaki gelinlik Orta yaşlı bir kadın... Ağlamaktan gözleri kan çanağı. Bir mezara yaklaşıyor. Mezar taşına bir örtü örtüyor... Gördüklerimize inanamıyoruz... Allahım!.. Bu bir gelinlik... Bembeyaz. Sonra... Gelinliğin üzerine... Gümüş renginde, "incecik teller" yerleştiriyor... "Gelin teli." Ve hıçkırıklar... Hıçkırıklar. "İsrafil" diyoruz: - Gidelim... Bu kadar ziyaret yeter... Hemen gidelim. Feryat Andaç Bakırtaş... Depremzede... Henüzmezartaşı yok... Adı, kalın bir kartona yazılı. Başucunda... Ay yıldızlı bayrak... Şairin dediği gibi "O mübarek bayrak,