Zayıf karakterler, aciz adamlar

Herkes elinde kocaman bir dev aynasıyla dolaşıyor. "Ben"i inşa ediyor, nefse takılan bu "Ben"i inşa ettikçe de insanlığını kaybediyor. Gazali'nin ifadesiyle "İnsan benlik yüzünü Allah'a çevirirse "ruh" adını alıyor, maddeye çevirirse "nefis" adını alıyor.Sanırım önemli olan benliğe sahip olup olmamak değil, benliği oldurmaktır. Bediüzzaman, Lemaat adlı eserinde ilginç bir ders verir. "Tahrip esheldir; zayıf tahripçi olur. Aciz adam sebeb-i zuhur-u iktidar-ı müsbete hiç yanaşmaz. Menfice müteharrik, daim tahripkar olur." İşte benliğe sahip olmak ile benliği oldurmak arasındaki farkı anlamama vesile olan bu ders aslında benliğe sahip olanların (olduranların değil) zayıf karakterli olduğunu ve zayıf karakterlerin de "Ben"lerini tahrip, muhalefet, muaraza, çatışma, yalan, yanlış, ret, karşı tavır kısaca menfi hareket üzerine bina ettiklerini anlıyorum. Bu ders; zayıf karakterlerin nasıl olduğunu ve bu karakteri taşıyan insanların güçlü kudretli görünme isteklerinin arkasında nasıl ürkek, korkak, zayıf ruh taşıdıklarını, hem de müspet ve menfi hareketin ne ve nasıl olması gerektiği gibi pek çok psikolojik çözümlemenin anahtarı olacaktır. Zayıf adam güçsüzlüğünün ortaya çıkmasını istemez. Güçlü ve haklı olmaya da çalışmaz. Peki güçlü görünmek için ne yapar Tahripkar davranır. Bu yüzden bağıran adam güçsüzdür. Kavga eden kavgacı üslubu olan güçsüzdür. Şiddet uygulayan haddizatında güçsüzdür. Zalimler güçsüzdür. Katiller güçsüzdür. Zayıf karakterli erkekler o yüzden şiddet yanlısı zalimlerden olur. Zayıf karakterli kadınlar o yüzden ahlaksızlıkla tahripkar olur. Zayıf karakterli idareciler o yüzden bağırır çağırır, ötekileştirici dil kullanır. O yüzden cahiller çok konuşur. O yüzden zayıf karakterler hakikatleri eğip bükerler. Oysa "Ben" i olduranlar güçlüdür.