Yeni Asya farkı

Varlığını inkâr edemeyeceğimiz güç ilişkilerinin süreklilik arz eden bir durum olduğu herkes tarafından bilinmektedir.Canlıların tabiatında var olan egemenlik, üstünlük kurma, itaat ettirme, fikirlerini kabul ettirme ve yönlendirme duygusu güç ilişkilerini ortaya çıkarmaktadır. Örgütler (Bütün siyasî ve sivil örgütler) açısından bakıldığında da güç ilişkileri kaçınılmaz bir durumdur. Derinlemesine göz atıldığında pratikte bu ilişkilerin çeşitli şekillerde tezahür ettiği görülmektedir. Kimi zaman bir amirin yasal gücünü kullanarak bir şeyleri yaptırmasında ortaya çıkabildiği gibi bazen de şahsî bağlantılarını kullanarak bir iş yaptırmasında tezahür edebilmektedir. Ya da bazen tehdit ve zorlama bazen de karizmanın kullanılmasında kendini gerçekleştirebilmektedir. Cemiyet hayatına bakıldığında iki türlü yapı dikkat çeker. Belirli bir formu olan kamunun gücü, yani gücünü yetkiden alan hiyerarşik yapı, bir diğeri ise belirli bir formu olmayan kamunun dışındaki sivil güçtür. Hiyerarşik yapı gücünü yetkiden alır iken, resmî ve kamuda olmayan sivil güç ise, diğer fertleri etkileyebilme, örgütlere ve ferdî amaçlara ulaşabilmek için diğerlerinin davranışlarını manipüle edebilme ya da yönlendirip yönetebilme yeteneğinden alır. Yani A'nın; hiyerarşik pozisyonundan bağımsız olarak B'yi etkileyebilme kapasitesi de denebilir. "Tohum-bitki metaforu" bu kavramları daha kolay kavramamızı sağlayacaktır. Ağaç ya da bitkinin toprağın yüzeyinde görülen kısmı her ne kadar hiyerarşik olan kamudaki gücü simgelese de, toprağın altında kalan tohum ya da bitkinin kökü kamuda olmayan kısmı temsil etmektedir. Toprağın altındadır, görünmez, ama uygun şartlar oluşunca neşvünema bularak toprak yüzeyine çıkacaktır. Toprak yüzeyine çıkınca ya resmî düzen tarafından (ideoloji) varlığı kabul edilerek, ona göre düzenlemeler yapılacak ya da resmî düzen tarafından kesilerek yok edilecektir. Ağaç tohum ilişkisinden yola çıkarak esasında bütün kamudaki resmî düzenlerin beslendiği bir resmî olmayan, kökenin olduğu söylenebilir. Bu açıdan bakıldığında herhangi bir sivil gücün resmî olmaması kuluçka dönemi olarak da düşünülebilir. Bu açıdan değerlendirildiğinde, aslında resmî güç veya gayri resmî sivil güç birbirlerini besleyen iki unsur olarak ele alınabilir. Beslenme kaynaklarının nasıllığı konusu, resmî güç için çok bir şey fark etmez. Çünkü o gücünü pekiştirmek ve devamlılığını sağlamak için her türlü güç odaklarıyla beraber çalışabilir. Burada esas belirleyici sivil gücün neye hizmet ettiği, neye biat ettiği meselesidir. Resmî hiyerarşik gücün üzerinde de aslında bir ideoloji vardır ve bu ideoloji hem hiyerarşik yapıyı hem hiyerarşik yapının beslendiği resmî olmayan yapının üzerinde bir güçtür. En azından bizim gibi demokrasisi gelişmeyen ülkelerde durum böyledir. Güç ilişkilerine bakmak kimin kimi etkilediği ya da etkileme yeteneği olduğu açısından önem arz etmektedir. Resmî olmayan güç, başkalarını etkileme potansiyeli olarak kullanılabildiği gibi, bazı durumlarda makam mevki elde edebilmek için de bu güce başvurulabilmektedir. Yani sürekli etrafına hâkim olma dürtüsüyle hareket eden insan, resmî olarak elde edemediği makam ve mevkileri gayr-i resmî kaynaklardan beslenerek elde edebilmek için, isteğini elde ettikten sonra da gerek o pozisyonu koruyabilmek için, gerekse yeni pozisyonlar elde edebilmek için sürekli bir güç arayışı içerisine girmektedir. Bu arayış da genellikle resmî kanalardan (sınav, terfi vb.) değil, gayr-i resmî kanallardan (yaranma, komitecilik, mensubiyet) sürdürülmektedir. Bu yüzden politik davranışlar hem resmî yapıda, hem de sivil yapıda kişinin güç elde edebilmek ya da var olan gücünü arttırabilmek için başvurduğu çeşitli tavır ve davranışları ifade etmektedir. Sivil kanatta bu tavır ve davranışla, yasal dayanaklarla değil de kişinin çeşitli özelliklerini kullanarak geliştirdiği taktikleri ifade ediyorsa sivil güçten söz ediliyor demektir. Yani gizlilik, gizlilik ihlâli, dürüst davranmama ve kandırma gibi davranışları bünyesinde barındıran politik davranışların genellikle insanların statülerini yükseltebilmek için güç arayışına girmeleri ile ortaya çıkmaktadır. Veya bu politik davranışları; karar vericilerden önemli malûmatların saklanması, koalisyon kurma, fısıltı gazetesi, dedikodu, gizli bilgilerin medyaya sızdırılması, karşılıklı faydaya dayalı olarak sosyal alış veriş (bilgi, malûmat, vb.) ve lobi faaliyetleri olarak sıralamıştır. Buna karşın resmî yapılar içerisindeki yöneticilerin güç arttırmada başvurabilecekleri, politikalar, taktikler de vardır. Daha güçlü kişiler ile dostluk ve