Oruç ve öfke

Öfke duygusu, insanda doğuştan var olan ve hemen hemen herkesin yaşadığı temel duygulardan biridir.Bununla birlikte bu duygu kontrol edilmediği veya sağlıklı bir şekilde ifade edilmediğinde kişilerin aile, meslek ve toplumsal yaşantısında, ruh ve beden sağlığında olumsuz bir takım sonuçlara yol açabilmekte, kişinin hem kendisiyle hem de etrafındaki insanlarla uyumunu bozabilmektedir. Gerçekte insanın fıtratında var olan öfke duygusunu hemen hemen her insan zaman zaman yasayabilmektedir. Bununla birlikte öfke duygusunun süresi ve derecesi kişiden kişiye değişebildiği gibi herkesin öfkeyle baş etme yöntemleri ve öfkesini ifade etme biçimleri de farklılık göstermektedir. Erich From, şiddetin psikolojik ve biyolojik temellerini ele aldığı eserinde (The Anotomy of Human Destructiveness) iki türlü öfke (gadap) olduğunu birisinin kişinin kendini korumasına yönelik olduğunu diğerinin ise zorbalık ve yıkıcılık manasında sadece insana özgü diğer memelilerde olmayan bir gadap şeklinin olduğu ve bu gadabın öğrenildiğini ifade eder. İşte bu ikinci kısım olan öfkenin sadece insana özgü ve öğrenilen kısmının (tehevvür) kontrol edilmesi meselesi bugün psikolojinin bir konusu olmakla beraber dinin de çareler sunduğu bir meseledir. Bu konuyla ilgili bizim değinmek istediğimiz kısım içinde bulunduğumuz ay münasebetiyle açlık ve öfke arasında nasıl bir ilişki vardır veya öfke kontrolü ile oruç tutma arasında pozitif bir ilişki var mıdır Her ne kadar Ramazan ayında özellikle ekmek kuyruklarında, trafikte veya aile içerisinde öfkesine hakim olmayan insanların varlığına şahit olup bunun sebebini oruca, açlığa vs. bağlasak da bilimsel araştırmalar durumun hiç de öyle olmadığını göstermektedir. Öfkenin sebebi açlıktan ziyade, hayatın rutini içerisinde bazı alışkanlıkların değişmesi ve engellenme neticesinde ortaya çıkan psikolojik ve biyolojik farklılaşmalardır. Aslında öfke nefsin açlıkla terbiye olduğunun bariz bir göstergesidir. Zira kemâlât, öfkelenmemek değil, öfkeyi kontrol edebilmeyi öğrenmektir. Bu eğitimi de oruç vasıtasıyla yapmak asıl olandır. Ramazan orucu ve nafile oruç tutma düzeyleri ile öfke ifade tarzları açısından nasıl bir dağılım gösterdiğinin tespit edilmesi için yaklaşık 450 denek üzerinde Çanakkale Üniversitesinde din psikolojisi alanında bir araştırma yapılır. Araştırmanın amacı oruç tutma durumları ile öfke ifade tarzları (öfkeyi içe atma, öfkeyi dışa yansıtma ve öfke kontrolü) arasındaki ilişkiyi tespit etmektir. Araştırma, oruç ile öfkeyi ifade tarzı arasındaki ilişkide cinsiyetin, eğitimin, gelir düzeyinin, yaşın ve niyetin etkilerini ölçmek üzere planlanmıştır. Oruç ibadeti, sadece Ramazan ayı içerisindeki oruç ile sınırlı tutulmamış, nafile oruçların da öfkeyi ifade biçiminde etkili olup olmadığı incelenmiştir. Buna göre oruç tutma ile öfke ifade tarzları arasındaki ilişkide, cinsiyetin etkisi şu şekilde ortaya çıkmıştır. Kadınlarda