İbadet mektebi

İbadetlerin hem dünyevi hayatımıza hem şahsi hayatımıza katkıları sosyologların ve psikologların ciddi üzerinde durması gereken bir konudur.İçinde bulunduğumuz mübarek ayların ahiret meyveleriyle beraber acil hislerin peşine düşen asır insanı için acil kazanımlarından da bahsetmek gerekecektir. Yani Risale-i Nur, hasenenin içindeki lezzeti, günahın içindeki elemi daha bu dünyada iken ispat ederek "anlık hisleri mağlup etme" formatında ders vermiştir. Bu açıdan bakıldığında acaba İslam'ın şartları olan ibadetler daha bu dünyada iken şahsi hayatımıza, toplum hayatımıza ne gibi katkıları olacaktır Mesela namaz, her türlü sıkıntıya neden olan güçlüklere katlanma, zorluklarla başa çıkma, secde ile sıradan benliği aşarak geliştirme ve her bir vakitte kendini yenileme gibi psikolojik bir olgunlaşmanın en temel gücü olarak değer kazanır. Bu noktada namaz ibadeti, kişiye kazandırdığı psikolojik olgunlaşmanın yanı sıra; içsel bir gelişim, sabır ve irade eğitimi kazandırır. Namaz ibadetinin Kur'an'da sabırla beraber ifade edilmesi bu gerçeğe işaret etmektedir. Böylece insan sabrederek iradesini güçlendirir, arzularını engeller ve onları düzene koyar, alçak gönüllü bir kişiliğe sahip olur. Bu yönüyle insan, namaz ibadeti sayesinde güzel bir ahlak için gerekli olan gelişmiş bir şahsiyet ve irade gücünü elde ederek; yanlışlardan uzaklaşacaktır. Ayrıca namaz insanın biyolojik saati ile Allah'ın saat-i kübrasının uyumudur. Zamanı namazla böldüğümüz nokta bir inkılab-ı azim, tasarrufat-ı ilahi ve ihsanat-ı külliyenin vakitleridir. Bu manalarla bakıldığında namaz kendi içinde bir mekteptir. Oruç ise çok özel bir manaya sahiptir. Oruç kelimesinin Kur'an-ı Kerim'deki Arapça karşılığı 'savm', çoğulu ise 'sıyam'dır. Arapça'da 'savm' ve 'sıyam' kelimeleri 'tutmak, susmak, hareketsiz kalmak, bir şeye karşı kendini tutmak, kendini menetmek, bir işi yapmaktan ve söz söylemekten geri durmak' gibi anlamlara gelmektedir. Bu manalarla bakıldığında oruç sadece midenin aç kalması gibi manadan çıkıp şümullü bir ibadete dönüşüyor. Oruç ibadeti, ruhun nefsin emrine girmeme mücadelesinde koruyucu tedbirlerin başında geliyor. Başka bir deyişle oruç, nefsi kontrol altına almanın bir metodu, nefs-i emmârenin özellikleri olan kötü söz ve kötü davranışları, eli, dili vs. bütün organları kontrol etmenin de bir yöntemidir. Yani en geniş manasıyla Allah dışındaki her şeyden yani masivadan el etek çekmektir, bir nevi kalbe de oruç tutturmaktır. Kalbin orucu ise, kalbe Hak'tan başkasını koymamaktır. İşte bu manalarla düşünüldüğünde mümin için ömür, bütünüyle bir oruç demektir. Gönlün ve zihnin günaha kaymaması için oruç, aynı zamanda riyazet eğitimidir. Yani nefsi kırmak, terbiye etmek manalarına gelir. Riyazet, nefsi kulluk yularıyla bağlamaktır. Böylesi bir kullukla Allah'a