Tabiat Risalesi yazılırken

Bediüzzaman Hazretleri 30 Ağustos 1922'de Yunan ordusuna galip olmamızdan sonra aldığı davetler üzerine İstanbul'dan Ankara'ya gider.9 Kasım 1922'de TBMM'de resmî bir törenle karşılanır. Ankara'da bulunduğu altı aylık süre içinde, hayatının gayesi olarak gördüğü "Medresetüzzehra projesi" için girişimlerde bulunur, önemli görüşmeler yapar. 163 milletvekilinin imzası ile teklif onaylanır, Meclis Başkanlığına sunulur. Bütçeden yüz elli bin liranın tahsis edilmesini öngören kanun tasarısından netice çıkmaz. (Yeni Asya Neşriyat, Mesnevi-i Nuriye, 2017) Bediüzzaman zafer sevinci içinde dehşetli bir dinsizlik fikri neşredilmek istendiğini görür. "Eyvah! Bu ejderha imanın erkanına ilişecek" diyerek tabiatçılığı ve inkârcılığı ortadan kaldırmayı hedefleyen Mesnevi-i Nuriye'nin Lem'alar, Hubab, Zeylül Zeyl gibi bölümlerini Arapça olarak kaleme alır. (Risalenin Arapça yazılmasındaki sebeplerden biri Osmanlı'da ilmî eserlerin çok zengin bu dil ile yazılmasıdır) Arapça bilen az olduğundan ve önem verilmediğinden eser tesirini göstermez, inkârcılık kuvvet bulur. Meclis'te M. Kemal ile namaz üzerine yaptığı tartışma sonrasında Ankara'dan ayrılır Van'a gider. "Eski Said'i Yeni Said'e götüren tren bileti" 17 Nisan 1923 tarihlidir. Bediüzzaman Hazretleri 1933'te Tabiat Risalesi'ni Türkçe olarak kaleme alır. Eserin başında ifade ettiği "Sair risalelerde inkısam etmiş olan müteaddit bürhanlar bu bürhanda kısmen ittihad ediyor, her biri bunun bir cüz'ü hükmüne geçiyor" cümlesi Külliyatın muhtelif yerlerinde inkârcılığa karşı yazılan bölümlerin bu risalede cem edildiğini de ifade etmektedir. Ankara'da Arapça basılan bölümlerin yazım tarihini asıl alırsak Tabiat Risalesi'nin telifinin 100. yılı diyebiliriz. Dehşetli kelimeler Tabiat Risalesi, "Peygamberleri onlara, 'Gökleri ve yeri yoktan var eden Allah hakkında şüphe olur mu' dedi" (İbrahim Suresi, 10.) ayetinin tefsiridir. Dinsizlik, imansızlığın imkânsızlığı "Dokuz Muhal" ile ispat edilir. İnsanların hatta müminlerin bile bilmeyerek kullandığı dinsizliği çağrıştıran "dehşetli kelimeler" vardır. Mühimlerinden üçü şöyledir: Birincisi 'sebepler yapıyor', ikincisi 'kendi kendine oluyor', üçüncüsü 'tabiat yapıyor.' Bediüzzaman Hazretleri, varlık âlemindeki düzeni, sanatı nazara verir. Meseleye "tümevarım" şeklinde yaklaşır. Öncelikle ilk üç yolun imkânsızlığını her birinden üç örnek vererek "dokuz muhal" ile ikna edici şekilde beyan eder. Bunu ya yukarıdaki üç yola vereceğimizi ya da Allah'ın varlığını ve kâinatı O'nun yarattığını kabul edeceğimizi belirtir. Meseleyi en temele indirgeyip kişinin kâinattaki örneklere bakarak aklını kullanmasını ve mantıken karar vermesini ister. İhtimallerin muhaliyeti Eczane örneğinden yola çıkarak ilaçların