Ahirete uğurladıklarımız

Fatihaya vesile olması niyetiyleBazı insanlar yağmur gibi rahmet bulutları taşır iç dünyanıza. Kullandıkları kelimeler, halleri tavırları dünyanıza manevi bereket ve rahmete vesile olur. Hiç ummadığınız zaman ve mekanlarda karşılaşabilirsiniz onlarla. Alışverişte, yolculuk sırasında sizinle muhatap olduklarında ya da tanımasanız bile başkası ile konuşurken sizin kulağınıza da ulaşan sarf ettikleri kelimeler ibretli manalar olur, akar kalbinize... İnsan gerçekten sırlarının çözülmesi zor garip bir bulmaca, antika bir sanat harikasıdır... Muhatap olduğunuz böyle zatları kadını, erkeği, çocuğu genci yaşlısıyla nuranî iman bağı vesilesiyle olmalı hayırla yâd edersiniz her zaman. Ahirete gitmiş ise rahmetle anarken nedendir bilinmez yüzünüzde hafif bir tebessüm belirir. Ernail Kantar Abi ve Selahattin Vatansever Abi böyle simalardandı işte. "Melek gibi" dedirten cinsten. Sadece Ernail Abiyi yazmaktı niyetim ama Selahattin Abi de kendini yazdırıverdi. İkisi de Mevlana Hazretlerinin dediği gibi "olduğu gibi görünen, göründüğü gibi olan" içi dışı bir, şeffaf, samimi, ihlaslı, halis şahsiyetlerdi. Hayatlarıyla "Arkadan gelecekler içinde iyilikle anılmayı bana nasip eyle!" (Şuara Suresi, 84.) duasının birer aynası oldular. Selahattin Vatansever Evden çalışıp gazeteye gittiğim haftanın belli günlerinde nadiren de olsa dergi katına uğrar geçirilen ağır zorlu bir imtihan döneminde sorudan hiç bahsetmese de cevabı Nurdan satırlarla hep telkin ederdi Selahattin Abi. Dersimi, tesellimi alırdım. Gazetenin arşiv ve çiçek bakım işlerinden sorumlu müdürüydü dünyamda. Asaletli ve çok kıymetliydi. Ağır hastalandığı dönemde değerli eşi Fahriye Ablamız yaptığımız telefon konuşmasında ağabeyimizin hep arşiv belgelerinin güvenliğini sayıkladığını anlatmıştı yanlış hatırlamıyorsam. Şartların elverdiğince çok emek sarf etmişti arşive. Değerli eşi ve kızları için dua eder dua isterdi. Bizim için de dua ettiğini söylerdi. Dua aldığımızı hissettiğimizi söylediğimde gülümserdi. Onu her zaman rahmetle yâd