Atatürk zehirlenerek ölmekten son anda nasıl kurtarıldı

Vahdettin, 15 Haziran 1920 günü aralarında İsmet Paşa'nın da olduğu 16 kişiyi daha idama mahkûm ettirmişti... Atatürk'ün sağlığı iyi değildi. Düşünceli, sinirleri gergin, böbrek ağrıları yine artmıştı Türkiye'nin durumu içler acısıydı. Elektrik yoktu insanlar gaz lambası kullanıyordu. Çocukluğundan kalan alışkanlığı vardı. Karanlıkta uyuyamazdı. O nedenle yattığı odada mum yakılırdı... O gece Ankara'da mum bitmiş, eldeki yedekler de harcanmıştı. Gaz da pek az kalmıştı. Emir eri Ali Çavuş yanına gidip durumu anlattı: "Paşam mum bitti. Ankara'da da bulamadık. Bu gece karanlıkta yatmak mecburiyetinde kalacaksınız." Şaşkınlığını gizlemedi, "Çocuk, ben karanlıkta yatamam, çaresine bak!" diye emir verdi. Ali Çavuş sonunda, elde var olan gaz lambaların en ufağını yakıp başucuna koymaya karar verdi. İşlerini bitirdi, yatmaya giderken, "Çocuk, ben yedi buçukta kalkmış olurum" dedi. Ali Çavuş sabahleyin erken kalkıp saat 07.30'da kahvesini hazırladı, Paşa'yı beklemeye başladı. Odasından çıkmayınca, herhalde biraz daha uyuyacak diye bir süre bekledi. Kapıyı dinledi. Ses yok, uyuyor diye saat 08.30'a kadar bekledi. Kalkmayınca kapıyı vurdu. Yine ses yoktu. Sonunda kapıyı yüklenip içeriye girdi. Hayretler içinde kaldı. Oda bir mağara gibi kapkaraydı. Paşa'yı görmekte güçlük çekti. Hemen