Atatürk kitapları nasıl okurdu, koyduğu işaretler ne anlama geliyordu

Foto Galeri Video Galeri E-Gazete Gündem Ekonomi Spor Magazin Teknoloji Otomotiv Sağlık Yazarlar Resmi İlanlar Anasayfa Yazarlar Atatürk kitapları nasıl okurdu, koyduğu işaretler ne anlama geliyordu Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar Yaşar GÜRSOY 19 Kasım 2023 07:47 Atatürk kitapları nasıl okurdu, koyduğu işaretler ne anlama geliyordu

Atatürk bilimi "en hakiki yol gösterici" kabul ediyor bunun için de okumanın mutlak gerekliğine inanıyordu. Hasta yatağında bile kitap okumayı sürdürdü. Sadece okul yıllarında değil savaş cephelerinde bile dur durak bilmeden okumaktan vazgeçmedi...

Sorunların çözümünün kitaplarda olduğunu düşünürdü. Güçlü bir düşünce adamıydı. Deha oluşunun temelinde okuduğu kitapların etkisi büyüktü.

Türk inkalaplarını yaparken bu nedenle hiç güçlük çekmedi.
Öğrenim hayatı boyunca özellikle Manastır Askerî Lisesi'nde arkadaşı Ömer Naci'nin etkisiyle başladığı kitap okuma alışkanlığını vefatına değin sürdürdü.

Manastır'da Mehmet Emin Yurdakul, Namık Kemal gibi dönemin güçlü Türk şairleri ile tanışan Atatürk, Harp Akademisi yıllarında özellikle ünlü Alman ve Japon komutanların hayatlarına ilişkin kitapları okudu.

İlk görev aldığı Şam'da, birlikte Vatan ve Hürriyet Cemiyeti'ni kurdukları Tıbbiye'den atılma Dr. Mustafa Cantekin'in dükkânındaki felsefeye, sosyalizme ve devrime ilişkin Fransızca kitapları su gibi okudu...

Savaş alanlarında bile kitap okuma alışkanlığından vazgeçmedi. Çanakkale Savaşları sırasında Maydos'tan İstanbul'daki yakın tanıdığı Madam Corinne'e yazdığı 20 Temmuz 1915 günlü mektupta, oraya giden karargâh kâtiplerinden Hulki Efendi'ye satın alınması için birkaç roman adı vermesini rica etmişti. Bir süre sonra Corinne ona başka kitaplar gönderince kendisine teşekkürü bir borç bildi.
Kolordu ve Ordu Komutanı olarak Doğu Anadolu'da bulunduğu dönemde ise birçok Türk ve yabancı yazarla birlikte Avrupa'daki son gelişmelere ilişkin kitapları okudu. Kolordu Komutanı olarak Silvan-Bitlis yöresinde görev yaparken 7 Kasım25 Aralık 1916 tarihleri arasında şu 7 kitabı okudu:

1. Namık Kemal, Tarih-i Osmanî, İstanbul,

2. Namık Kemal, Makalât-ı Siyasiye ve Edebiyye,

3. Mehmet Emin Yurdakul, Türkçe Şiirler,

4. Tevfik Fikret, Rübab-ı Şikeste,

5. Ahmet Hilmi, Şehbenderzade, Filibeli, Allah'ı İnkâr Mümkün Müdür

6. Georges Forsengrive, Mebadi-i Felsefeden Birinci Kitap: İlmünnefs,

7. Alphonse Daudet, Sopho, Moeurs Parisienne.

Ordu Komutanı iken 1917'de okuduğu kitaplar arasında değişik yönlerden önemli şu üç yabancı eser dikkat çekiyordu:

1. Gustav Le Bon, Desequilibre du Monde (Cihan Muvazenesinin Bozulması), 2 Cilt,
2. Enseignement Psycologiques de la guerre Europeenne (Avrupa Harbinden Alınan Dersler),

3. Louis Bohner, Madde ve Kuvvet.

Tedavi için gittiği Karlsbad'da boş saatlerini hep okuyarak geçirdi. Almanca ve Fransızca dersler aldığı için daha çok yabancı dillerdeki kitapları da okudu. O kitaplar arasında; Balzac'ın Le Peau Chagrin'i, Andre Baumier'in Revolte'u (Ayaklanma), Marcel Prevaurt'un aşk ve evliliğe ilişkin bir eseri ile Sosyalizm'den ve Karl Marks'tan söz eden bir kitap vardı.

Karlsbad'dan Viyana'ya döndüğü zaman, Baron Batz'ın Vers l'echafandLes Origines de l'expedition d'egypte (Mısır Seferinin Başlangıcı) adlı kitaplarını ve J. Patouilletz'un Rus dramatik yazarı Alexandre Ostrovsky'yi anlatan kitabını satın almıştı...

Cephede bile kitap okuma tutkusunun Millî Mücadele sırasında da devam ettiği biliniyor Atatürk'ün Binbaşı Mahmut Bey'in anılarından Büyük Taarruz öncesinde Reşat Nuri'nin Çalıkuşu romanını okuduğu ve elinden adeta düşürmediği biliniyor...

Atatürk'ün okuma tutkusu, çocukluğunda oyundan daha çok zamanını alan, askerî okullarda dönemin baskılarına karşın uykusuz yatakhane gecelerini dolduran, savaşın en yoğun olduğu cephelerde bile etkinliğini sürdüren bir büyük tutkuydu.

Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri olarak uzun yıllar Atatürk'ün en yakınında bulunan Hasan Rıza Soyak Atatürk'ün okuma sevgisini ileri yıllarda şöyle paylaşacaktı:

"Okumayı çok severdi; genel bilgisini sürekli olarak artırmaya çalışırdı. Zengin bir kütüphanesi vardı. Okuması da, çalışması gibiydi; eline aldığı kitabı, eğer ilginç buldu ise bitirmeden bırakmazdı."

Atatürk; çok önemli bir özel kitaplığa sahipti. Onun görev yaptığı cephelere giderken bavullarla kitap taşıdığını, düzenli bir ev hayatı yaşarken de aynı zamanda bir çalışma odası olarak kullandığı mutlaka iyi bir kütüphane odası hazırlattığı, nihayet yurt gezilerine çıktığı zaman o şehirlerin kütüphanelerinden kitaplar getirterek okuduğu biliniyor. Oluşturduğu