Zalimlerden olmak için mi yarışıyorsunuz Gündeminizde başka bir şey yok mu

Şu mazlum İslâm ümmetinin haline bakınca zalimin kâbusu, mazlumun hâmisi olması gereken bu milletin evlatlarının zalimlerden olması; "ortak değer" hassasiyetimizi kaybetmemizden kaynaklanıyor. Bizi 'biz' yapan kendi değerlerimiz. Katliamları, canilikleri, sömürmeleri, zulümleri 'devlet kanalı' ile yapan emperyalist devletlerin yaptıkları da 'Batı uygarlığı' olarak gösterildi. Yerli ve yabancı zalimlerin zulmü altında inleyen ümmet, hem içerden hem de dışardan ihanete uğradı. Şunu hiç unutmayalım: Müslümanlar için bölgesel bir kurtuluş yoktur. Şu ya da bu ırkın ve kavmin tek tek kurtuluşu yoktur. Müslümanlar kurtulacaksa hep beraber kurtulacaklar. 'İslâm âlemi' (Ortadoğu) denilen coğrafya paramparça. İslâm dünyası denilmeyi hak edecek kısmen de olsa uyumlu bir yapı ortada yok. Adı "İslâm" konsa bile İslâm'sız yaşanabilir bir dünya inşa edilemez. Yaşasak da yaşamasak da "Elhamdülillah Müslümanım" derken eksiğimiz olsa da, ifrat-tefrit salıncağında sallanıp itidalli olamasak da İSLÂM ortak paydamızdır. Bizimle uzaktan yakından ilgisi olmayan 'Laiklik' ortak değer yerine konularak bu ülkenin dinî değerlerle irtibatını hoyratça kesip kopardı. Bu topraklarda; laik bir toplum yapmak ve İslâm'ı, toplumun hayatına sokmamak istendi. Bu milleti; 'milleti millet yapan değerler'den mahrum bırakmanın, millî ve manevi değerlerden (kutsallarımızdan) koparmanın adı laikliktir! Hiç zorlama tevillerle uğraşmayın. Hakikat bu! Batıda laisizm devletle kilisenin arasını ayırmak için icat edilmişti. Toplum mühendisliğine kalkıp yeni bir tarih, yeni bir kültür, yeni bir inanç sistemi, yeni bir zaman, yeni bir mekân ve yeni bir insan 'yaratmaya' kalktılar. Laisizmi aldılar ve getirdiler. Bu topluma tepeden laik bir devlet, laik bir hayat tarzı, laik bir dünya görüşü dayatıldı. Önce İslâm, bütün kurumlardan temizlendi. Ülkenin siyasî, entelektüel, kültürel, iktisadî, sosyal kurumları laikliğe göre tanımlandı. Yapılanlar bütün kurumlardan İslâm'ın izlerini sildi. Toplumun İslâm'la ilişkisini bitirdi. Peygamber ahlâkının toplumda uygulanmasına mâni olmanın adı da laikliktir. Dinden ve imandan bağımsız bir ahlak sistemi düşünülebilir mi Toplumu; Dinden ve Allah'tan koparanlar, şimdilerde ektiklerini biçiyorlar. Aslında İslam dininin yerini 'laiklik dini' almış. Adı 'laiklik' olan bir 'din devletinde' yaşadığımız ortaya çıkıyor. Zaten 'değiştirilemez' bırakın onu 'değiştirilmesi teklif dahi edilemez' maddelere sahip olmak ne demek Peki, bu durumda bu ülkede yaşayan Müslüman ne yapacak Ya dininden çıkıp devlet dinine yani laikliğe intisap edecek, ya da başına gelecek olana katlanıp İslam'da kalmayı, yani laiklikle bağdaşmayan Allah'ın emirlerini yerine getirmeyi tercih edecektir. Şunca yıldır bütün devlet imkânlarının ele geçirilmesinden ihtilal ve ihtilal teşebbüslerine, parti kapatmalarına, demokrasiye ara vermelerine varıncaya kadar bütün yapılanların dayanak noktası laiklik! İslâm'ı hayata dair iddialarından vazgeçmiş müzelik bir inanç haline getirmek. Yani fosilleştirmek. 'Ilımlı İslâm' diye bir şey uydurmak.Seküler-laik politikalar sonucu İslam'ı azaltılan ya da tamamen kaldırılan insanlar, kendilerine dinin yerine alternatif olarak sunulan yarı dinleştirilmiş resmi ideolojilere "iman" ettirmişlerdir. Cehalet döneminin putperestliği bu! Bir de Kemalizm ve şahısların putlaştırılması 'ortak değer' kabulü var. Dinimiz, imanımız, mukaddeslerimiz, millî manevi değerlerimiz; Türk milletinin ortak değeridir. Ortak paydasıdır. Ne şahıslardan ne de laiklikten ortak değer olmaz. Müslüman düşmanlığı; örtü düşmanlığı, cami düşmanlığı, Cuma düşmanlığı, Arapça düşmanlığı, Kur'an düşmanlığı, Kur'an kursu düşmanlığı, İmam-Hatip düşmanlığı, Peygamber ve nihayet Allah düşmanlığı. Bütün bunların siyasi temsilcileri, CHP ile HDP! ABD, İsrail, Almanya, Fransa, vb. emrine girip 'Batı uşaklığı' yapan yuvarlak masadaki 'zillet ittifakı'na ne demeli Muhafazakârların; Kemalistlerle, din