Mü'min olmaktan ne anlıyoruz

İslam cemaat dinidir. Allah'ın rahmeti cemaat üzerinedir. Cemaatten ayrılan ziyandadır. Bu konuda pek çok hadisi şerif bizi uyarmıştır. Hiçbir Müslüman, cemaatin önemini hafife alamaz. Böyle bir beyanda bulunmaya cüret edemeyeceği gibi, ruhbanlık ve inziva dini olmayan İslam'ı bir anlamda o mantıkla yaşayarak Müslümanlık iddiasında da bulunamaz. İslam, Cuma namazından cephelerde saf tutup cihad etmeye varıncaya kadar, cemaat olmayı, yani farklı mizaç ve ihtiyaç sahiplerinin bir araya gelerek oluşturacakları birlikteliklerle dini yaşamayı emretmiştir. Allah'a imanımız sayesinde kardeş olmamız büyük bir nimettir. Bu kardeşliğimizin temel dayanağı da imanımız, akidemizdir. Kardeşliğimizin yörüngesi 'Allah için sevmek'tir. Allah için sevmek; iman bağlarının en güçlüsüdür. İnsanın edinebileceği en mühim kardeşlik değeri, en güçlü bağ 'Allah için ve Allah yolunda' olan bağdır. Maddi ve manevi bütün nimetler gibi 'kardeşlik' nimetinin değerinin bilinmesi, onun dış müdahalelere, nefsin arzularına karşı korunması devamlılığını ve bir ecir kaynağına dönüşmesini sağlar. Şükrü eda edilmeyen nimetler nasıl kulun elinden alınıyorsa, bir nimet olarak bilinmesi gereken 'mümin kardeşliği'nin de kıymetsiz veya menfaatlere feda edilebilen, değeri ucuz bir kavrama dönüştürülmesi elden alınması sonucunu getirebilir. Çünkü nimetlerin sürekliliği, hatta bir sıkıntı kaynağına dönüşmemesi kıymetlerinin takdir edilmesine ve o nimete uygun şükrün eda edilmesine bağlıdır. Din akla ve akıllıya hitap eder, yani dinin hükümleri gayrimakulabsürt değildir, akılla yanlışlanamaz. Ama dinin her hükmü akılla ispatlanamaz da. Aklın anlamadığı emir ve yasaklar da vardır.Akide, yani gayb ve ibadetler aklın alanı değildir, güvendiğiniz bir elçiye imanın ve teslimiyetin alanıdır. Peygamber Efendimiz: "İmanın en güçlü halkası Allah yolunda bağlılık ve Allah yolunda düşmanlık, Allah için sevmek, Allah için buğz etmektir." buyurarak amellerin kabulünün "Allah için olması" gerekliliğini ortaya koymuştur. Aynı şekilde kardeşliğin korunmasına yönelik gayretler de olağanüstü denebilecek oranda büyük ödüllerle ödüllendirilmiştir. Mü'min kardeşinin yardımında olana Allah'ın yardımının vaat edilmesi, bir mü'minin sıkıntısının giderilmesine vesile olana kıyamet sıkıntılarından birinin giderilmesi vaat edilmesi elbette boşuna değildir. İman kardeşliğinin korunması bir anlamda imanın korunmasıdır. Zaten, insan üzerinde yaşaması takdir edilmiş olan İslam'ın ilelebet var olması onu bir kitle halinde yaşayabilenler üzerinden olur. Allah'ın emirlerinden biri olan namaz için gösterilen titizlik bir başka emri için de -Allah'ın emirlerinden bir emir olması sebebiyle- gösterilmelidir. Ezanla beraber namaza çağıran Allah, imanla beraber kardeşliğe çağırmıştır. Namazın farzlarına, sünnetlerine, namazı bozan şeylere dikkat eden mü'minlerin, namaz gibi ilahi yönü bulunan iman kardeşliğinin gereklerine ve kardeşliği ifsat eden