Kul hakkına dikkat!

En çok işleyip, dikkat etmediğimiz mesele; kul hakkıdır. Hak-hukuk meselesi; bilinen, azami özen gösterilmesi gereken fakat önemine rağmen hayatımıza yansıtmadığımız ahirette çok zor hesap vereceğimiz amellerimizdendir. Helâlleşmeyi; lafta bırakıp, istismar etmede, menfaatte kullandığımız için "müflis" durumuna düşeriz. Hadis-i Şerife bakalım. "Ümmetimden müflis olan o kimsedir ki: Kıyamet günü namazı, orucu ve zekatı olduğu halde gelir. Ancak birine küfretmiş, diğerinin kanını dökmüş, bir diğerinin de malını yemiştir. Hasenatı, buna, öbürüne, diğerine dağıtılır. Üzerindeki borçlar bitmeden hasenatı tükenmişse öbürlerinin günahlarından alınır, üzerine yüklenir ve böylece ateşe atılır." "Kimin üzerinde kardeşine karşı ırz veya başka bir şey sebebiyle hak varsa, dinar ve dirhemin bulunmadığı kıyamet (ve hesaplaşmanın olacağı) gün gelmezden önce daha burada iken helalleşsin. Aksi takdirde o gün, salih bir ameli varsa, o zulmü nisbetinde kendinden alınır. Eğer hasenatı yoksa arkadaşının günahından alınır, kendisine yüklenir." "Mallarınızı aranızda haksız sebeplerle yemeyin. Kendiniz bilip dururken, insanların mallarından bir kısmını haram yollardan yemeniz için o malları hâkimlere (idarecilere veya mahkeme hâkimlerine) vermeyin."(2 Bakara, 188) "Haksızlık" diye çevirdiğimiz bâtıl kelimesi "hakk"ın zıddı olup "asılsız, gerçek bir şeyin karşılığı olmayan, kalıcı olmayan" şeklinde tanımlanmıştır. Âyette İslâmiyet'in temel bir ilkesi ortaya konmaktadır. Buna göre aksini mümkün kılan özel bir hüküm bulunmadıkça hiçbir Müslüman kişi veya kurum, başka hiçbir kimsenin malını, rızası olmadan veya tam ve gerçek bir karşılığını vermeden alamaz, yiyemez; hâkimin kararı da bu hükmü değiştiremez, haramı helâl yapamaz. Bu genel bir hüküm olup aslında bu hükmün kapsamına giren rüşvet yasağı, önemi ve yaygınlık kazanmaya elverişli olması sebebiyle özellikle zikredilmiştir. Âyetten hem kazanç hem de harcama faaliyetlerinin meşrû zeminde yürütülmesi şeklinde genel bir ilke çıkmakta; haksız menfaat sağlamak, maddî veya mânevî