Bir zehirli kanal Kılıçdaroğlu

Terör örgütü PKK ve birleşenleri Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, Kuzey Irak'ın Gare, Zap, Avaşin ve Metina bölgelerinde düzenlediği terörü önleme operasyonlarında "uluslararası düzeyde yasaklanmış bombalar ve zehirli gazlar üreten kimyasal silahlar" kullandığı yalanını yaydılar.CHP'nin başına müstehcen kasetten ataması yapılan Kemal Kılıçdaroğlu da, terör örgütü PKK'nın kimyasal silah yalanının ardından Türk Emniyet Teşkilatı'nın uyuşturucu ticareti yaptığına dair iftira attı.'Kimyasal silah' ve 'uyuşturucu ticareti' kimsenin kayıtsız kalamayacağı meseleler. ABD ve Batı'nın işgal etmek istedikleri topraklar hakkında işgale zemin hazırlamak için attığı yalanların başında gelir 'Kimyasal silah" ve 'uyuşturucu ticareti'.ABD eski başkan yardımcılarından Henry A. Wallace 40'lı yıllarda bir makalesinde, Amerikan faşizminin metodunun kamuoyunu bilgilendirme kanallarını zehirlemek olduğunu yazmış. Zehirli kanallardan bilgilenen toplum da haliyle ABD tarafından zehirlenmiş olacak. Cezaevindeyken aldığım notların olduğu deftere göz atarken ABD eski başkan yardımcısının yukarıdaki mezkûr ifadesini görünce aklıma ABD ve Avrupa'nın, güya Türkiye'de bağımsız gazeteciliği desteklemek için para verdiği Türk gazeteciler geldi. Hani haklarında ABD'de hazırlanan raporda, "Her ne kadar bizimle çalışan Türk gazetecilerden verdiğimiz para karşılığında istediğimiz verimi alamasak da para vermeye devam etmeliyiz çünkü elimizde başka gazeteci kalmadı" denilen, 'çok çok bağımsız' Türk gazetecilerden bahsediyorum.Bu 'çok çok bağımsız' Türk gazetecilere göre ABD ve Avrupa birer hayır kurumları ve ölmüşlerinin hayrına bunlara para veriyorlar; bizim de buna inanmamızı bekliyorlar! ABD eski başkan yardımcılarından Henry A. Wallace'den öğreniyoruz ki bunlar bağımsız gazeteci değiller. Bunlar, ABD faşizminin kamuoyunu bilgilendirme kanallarını zehirleme ihalesinin Türkiye taşeronları.Tabiî ki kamuoyunu bilgilendirme kanallarını