İşgücü piyasası dengeye gel(e)miyor

Her bir ekonomik türbülans dengeleri bozar ve yeniden aynı veya faklı da olsa dengeye erişmek zaman alır. Sadece zaman da değil, daha bir birçok maliyet maalesef toplumsal yükü yukarılara taşır.Dikkat ederseniz işverenin (uygun) çalışan, emeğini arz edenin ise iş bulamadığı yorumları ile dolup taşıyor her yer. Bir yönüyle doğru yorumlar bunlar...Küresel çapta üretim sürecinin darmadağın olduğu pandemi ve sonrasında işveren-çalışan buluşmasını sağlamak çok maliyetli olmakta, onu ayarlamak için ise hükümet ve firmalara bu maliyeti paylaşmak düşüyor.Bu sürecin görünen yanı.Görünmeyeni ise biraz karışık...Son birkaç ayda aşırı fiyat artışları ile boğuşan ülkemizde buna karşı tepkiyi en çok da tüketici vermektedir. Diğer yandan, tarım ve hayvancılıkta çalışan ve üretici konumunda olanlar haricinde kalan üretici ve satıcılarda (sahte) bir serzeniştin varlığı yanında daha çok bir memnuniyet artışı görülüyor. Nedeni çok açık...Ürünün üzerine fiyat etiketi yapıştırma kuvveti ve konumuna sahip olan her ekonomi aktörü, enflasyonun getirdiği ek kazançtan çoğu zaman memnun gözüküyor. Buna enflasyon vergisi alan hükümet de dahil... Sattıkları ürünün kazancından kaynaklanan bu memnuniyet, aldıkları ara malı, tükettikleri veya rafa tekrar koydukları ürünleri göz önünde aldığımızda, yerini biraz eleştiriye bırakıyor. Bu durum tarım ve hayvancılık alanında üretim yapanları kapsamıyor zira onlar ürünlerinin üzerine etiketi koyamayan tek üreticidir de ondan.Tekrar dönelim şu memnuniyetin nedenine...Enflasyon Araştırma Grubu'un (ENAGrup), Borsa İstanbul'da işlem gören 100 büyük firmanın büyüme ve kârlılık analizi üzerine geçenlerde yaptığı analiz, bize bunun en azından önemli bir nedenini açıklıyor. Çalışmanın sonuçlarına göre, bu firmaların cirolarının bir yıllık süreçte medyan büyüme oranlarının yüzde 219, ortalama büyüme oranlarının yüzde 184, dış ticaret kaynaklı büyümelerini