Boğaziçi Üniversitesi

Neresinden tutsak dökülüyor her şey...Sanayi üretiminden tarım sektörüne, tüm ekonomik aktivitelerde bir yavaşlama hissediliyor. Kredi musluklarının ucuz sermaye ile birlikteliğinde sona gelindiği çok açık. Döviz kurunun yukarı gitmesini engellemek için alternatif maliyeti yaklaşık 300 milyar lirayı bulan KKM (kur korumalı mevduat) çalkantının belkide görünmez temelini oluşturuyor. Fiyat artış hızını kesmek ve seçime bu yaklaşımla girmek amacıyla saklı göstergelere yönelmek toplumsal maliyeti daha da yukarılara çıkarmaktadır. Kurun 18 ile 20 lira arasında sıkıştırılmasının maliyeti karşımıza 300 milyar lira ve paralel merkez bankacılığı ile satılan yaklaşık 95 milyar dolardır. Bu saklı maliyetler şu ana kadar bizim sadece bildiklerimiz. Esasında gerisi daha korkutucu bir niteliğe sahip gibi...YA EĞİTİM SEKTÖRÜBuraya kadar reel sektör ile onun krediye erişimini konuştuk... Halkın cebinden başka yönlere aktarılan gelirin akıbetini vurguladık. Öte yandan yıllardan beri yaz-boz tahtasına dönen, bilinçli ve programlı bir yaklaşımla siyasallaştırılarak çökertilen eğitim sektörü yine kan kaybederek ayaklar altına alınmaya devam ediyor.Bunun en son örneği, herkesin de yakından takip ettiği Boğaziçi Üniversitesi ve içinde bulunduğu durumdur.Atamalar ve onun tüm özelliği Boğaziçi'nde yaşanan sürecin tam merkezinde...Rektör atamalarının siyasi kararlara tamı tamına bağlı olduğunu bilmeyenemiz yok sanırım. Dekanların belirlenmesinde telefon trafiğinin etkin olduğu ve yine son kararın siyasiler tarafından verildiğinin de gerçeği ortada. Farklı üniversitede kadrosu olan bir öğretim üyesinin başka bir üniversitede dekan olarak atamasının yapılması ve atanan dekanın da kendini birkaç bölüme bölüm başkan vekili olarak ataması ise tecrübe edilen son uygulamalar olarak kaşımızda...Olağan bir durummuş gibi anlatıyoruz bunu ama başka ülkelerde olsa tüm üniversite camiası sanırım ayağa kalkardı oralarda.Bu akıldışı uygulamalar son günlerde Türkiye'nin en büyük değerlerinden biri olan Boğaziçi Üniversitesi'nde yaşanıyor. Üniversitenin öğretim kadrosunda bile olmayan, kampusa ancak misafir olarak girebilecek özellikte ve başka bir üniversitede görev yapan bir öğretim üyesi, iktisadi ve idari bilimler fakültesi (İİBF) dekanı olarak görevlendiriliyor.Hemen ertesinde de ilginç olarak kendisini ekonomi bölüm başkan vekili olarak tayin ediyor... Anlatacak daha çok ayrıntı var ama onları sonraya bırakalım ve vurgulamak istediğimiz konuya gelelim.KALİTE HIRSIZLIĞIHer