Altın kural

Sosyal bilimlerde altın kural kavramını pek de sık duymayız. Konu sadece kısıtlı akademik çalışmalara sıkıştırılmış ve daha çok teknik seviyede ele alınmıştır. Öte yandan ekonomik teoride tam olarak bilmesek de günlük hayatımızda bu kuralın ne derece hayatımıza işlediğini çok derinden hissederiz.Altın kuralı öncelikle bir açıklığa kavuşturalım...Altın kural ekonomide tamamen kamu maliyesi ile ilgili bir olgudur. Hükümetler yönetimde bulundukları sürece toplumsal faydayı en yukarılara taşımak için kaynaklarla yatırımlar arasında dengeli bir birliktelik kurarlar ya da en azından beklentimiz budur. Yatırım yanında, hükümetlerin bir de tüketim harcaması vardır. Bunun kapsamında bildiğimiz klasik tüketim ürünleri, hükümetin işleyişini gerektiren tüm araç ve gereçler ve diğer fonksiyonel faktörler sayılabilir. Altın kural, hükümetin (devletin) yatırım ve tüketim harcamalarının önemli bir ayıracı niteliğinde bir yaklaşımdır. Kurala göre devlet günümüzdeki harcamalarını finanse etmek için değil, yatırım yapmak için borçlanır... Borcun kaynağı da sadece vergilerdir ve bunun da akademik çalışmalarla belirlenmiş bir oranı vardır.Bu yaklaşımla, yatırım hem kısa vadede hem de uzun vadede topluma fayda sağlayacak ve gelecek nesilleri vergi yükünden koruyacak bir özelliğe sahip olduğundan, hane halkları mevcut yatırım harcamalarını finanse etmek için salınan vergileri kabul etme eğiliminde de olurlar. Diğer bir ifadeyle, yatırım harcamalarının gelecekte toplumsal faydayı yukarılara taşıyacağı bilinciyle, finansmanının günümüzdeki vergi oranlarının artırılması ya da yenilerinin salınması yoluyla şekillenmesi altın kuralın özünü teşkil eder ve bu toplumsal kabul görür.Altın kuralın uygulanması ile gelecek nesillere bir borç yükü aktarılmaz. Bazı hükümetler borç freni adı altında hükümetin borçlanmasına engel olan yasalar çıkararak borç büyümesini belirli bir oranda tutma ve gayri safi yurtiçi hasılalarını üretken yatırımlarla artırma amacını benimsemiş ve bunda da başarılı olmuşlardır. Avrupa Birliği formasyonu içinde bile birlik, kendi altın kuralını varyasyonu ile beraber açıkça ortaya koymuştur.Söz konusu kural kamu maliyesi kapsamı içinde ise süreç eninde sonunda yatırımları finanse eden vergilerin de altın kurala tabi olması gerektiği vurgusunu yapar. Yani öyle bir en uygun vergi oranı vardır ki o oran bugün ve gelecekte yapılacak yatırımların getirileri kapsamında toplumsal faydayı en yükseğe taşır. Son