"Müslümanlığın zayıf olduğu bir asırdayız..."

Hasan-ı Berkî hazretleri büyük velîlerden olup İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin talebelerindendir. Tefsîr, hadîs, fıkıh gibi zâhirî ilimlerde âlim idi. Önce Şeyh Ahmed-i Berkî'nin talebesi oldu. Hocasının işâreti ile Serhend'e giderek, İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin hizmetine girdi. Onun talebesi olmakla şereflendi. Sohbetleriyle yüksek hâllere ve makamlara erişti.

İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin Hasan-ı Berkî'ye yazdığı mektuplardan biri şöyledir: "Bu mektubumu yazmaya, Besmele ile başlıyorum. Allahü teâlâya hamd, seçtiği iyi insanlara selâm ve duâ ederim. Kardeşim, Şeyh Hasan'ın mektubunu okuyunca, çok sevindim. Kıymetli bilgiler ve mârifetler yazılı idi. Bunları anlayınca, pek hoşuma gitti. Allahü teâlâya şükürler olsun ki, yazdığınız bilgilerin, keşiflerin hepsi doğrudur. Hepsi, Kur'ân-ı kerîme ve hadîs-i şerîflere uygundur. Ehl-i sünnet âlimlerinin doğru îtikâdları böyledir. Cenâb-ı Hak, doğru yolda bulundursun. Yüksek derecelere eriştirsin!

Yayılmış olan bid'atlerin ortadan kalkmasına çalıştığınızı yazıyorsunuz. Bid'at karanlıklarının ortalığı kapladığı böyle bir zamanda, bid'atlerden bir bid'atin ortadan kalkmasına sebep olmak, unutulmuş sünnetlerden bir sünneti meydana çıkarmak, pek büyük bir nimettir. Sahîh olan hadîs-i şerîfte, Peygamber efendimiz "sallallahü aleyhi ve sellem" buyuruyor ki: "Unutulmuş bir sünnetimi meydana çıkarana yüz şehîd sevâbı vardır!" Bu işin büyüklüğünü, bu hadîs-i şerîften anlamalıdır. Fakat, bu işi yaparken, gözetilecek mühim bir incelik vardır. Yânî bir sünneti meydana çıkarayım derken, fitne uyanmasına sebep olmamalı, bir iyilik, çeşitli kötülüklere, zararlara yol açmamalıdır. Çünkü, âhir zamandayız. Müslümanlığın zayıf, garîb olduğu bir asırdayız...