"Haram olan şey, her hâlükârda haramdır!"

Ebû Ali Rodbârî hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Bağdât'ta doğdu. Cüneyd-i Bağdâdî hazretlerinin önde gelen talebelerindendir. Fıkıh ilminde derin âlim, hadîs ilminde hâfız olan Ebû Ali Rodbârî hazretleri, tasavvufta yüksek bir velî oldu. Uzun müddet Bağdât'ta talebe yetiştirdi. Sonra Mısır'a yerleşti. 933 (H.321) senesinde Mısır'da vefât etti.Ebû Ali Rodbârî'ye; "Bir kimse günah işler; meselâ çalgı dinler ve bunu dinlemek bana helâldir. Çünkü ben öyle bir dereceye yükseldim ki, günahlar bana zarar vermez, bana tesir etmez, benim kalbim temizdir, sen kalbe bak derse bu kimse hakkında ne dersiniz" diye soruldu. Cevâbında; "Öyle bir makâma kavuştuğunu söyleyen kavuştu, fakat Cehennem'e kavuştu! Yoksa Cennet'e ve Hakk'a kavuşmadı. Çünkü haram olan şeylerin helal olacağı makam yoktur! Haram olan, her makamda haramdır. Her âlim kendi makâmına uygun amel işler. Yükselmeye mâni olan işlerin yanına uğramaz. İşte bir asırdır, âlemde hak ve doğru sûretinde bâtıl işleri yapanlar meşhur oldu." Bir gün Ebû Ali Rodbârî'ye bir kimse misâfir gelmişti. Fakat o gün vefât etti. Kefenlenip namazı kılındıktan sonra mezara konuldu. Ebû Ali Rodbârî; "Aziz ve celîl olan Allah, bu kimseye garipliği sebebiyle rahmet etsin" diyerek yüzünü açarak toprağa koymak istedi. Bu sırada vefât eden kimse gözünü açtı ve; "Ey Ebû Ali! İkrâmına nâil olduğum zâtın huzûrunda bana ikrâm mı ediyorsun" dedi. Ebû Ali Rodbârî; "Efendim ölümden sonra hayat manzarası mı görüyorum" dedi. O kimse; "Evet ben hayattayım. Aziz ve Celîl olan Allahü teâlâya âşık olan her insan hayattadır, ölmez. Ey