Dünyâda nefsi ölen bir daha ölmez!..

Seyyid Ahmed Buhârî hazretleri İstanbul'un büyük velîlerindendir. Buhârâlı olup Peygamber efendimizin torunlarındandır. Küçük yaşta Hâce Ubeydullah-ı Ahrâr hazretlerine talebe oldu. Onun hasta kalplere şifâ veren sözleriyle yetişti. Hizmetiyle şereflenip, teveccühlerine kavuştu. Hocasının işâretleri üzerine yine hocasının halîfelerinden Abdullah-ı İlâhî ile berâber Anadolu'ya geldi. Kütahya'nın Simav kazâsında talebe yetiştirdiler. Sonra Ahmed Buhârî İstanbul'a geldi ve Fâtih Câmiinin batısında bir yere mescid yaptırdı. İstanbulluları irşâda, yetiştirmeye başladı. 1516 (H.922) senesinde vefât etti. Seyyid Emîr Buhârî hazretleri, talebelerine, yollarının esaslarını şöyle bildirdi: "1) Ruhsatlardan sakınarak, nefse zor gelenleri yapmak, 2) Dinde Peygamber efendimiz ve dört büyük halîfe devrinde olmadığı hâlde sonradan çıkarılmış âdet ve uygulamaları, bid'atleri terk etmek, 3) Sünnet-i seniyyeye sıkı sarılmak, 4) Gösterişten uzak olmak, 5) İnsanlarla ihtiyacı kadar görüşmek, 6) Az konuşmak, az yemek, az uyumak, 7) Geceleri ibâdet etmek, 8) Gündüzleri oruç tutmak."Bu mübarek zat sohbetlerinde buyurdu ki: "Din bilgisini öğreniniz. Geliş-gidişlerinizde, oturup kalkmalarınızda, kısaca her vakit, kalbinizi Allahü teâlâyı anmak ve hatırlamakla meşgul ediniz. Böylece dâimâ Allahü teâlâyı anma ve hatırlama hâli, melekesi hâsıl olur.""Musibet ve sıkıntı zamanlarında sabırlı olunuz. Böyle vakitlerde Allahü teâlâyı anmakla meşgul olmak kalbe rahatlık verir. Allahü teâlâyı çok anınız. Bu dünyâya gelen bir gün mutlaka buradan göç edecektir. Saâdetli o kimsedir