"Allah'a kavuşturan yollar pek çoktur..."

Ebû Ali Cürcânî hazretleri evliyânın büyüklerindendir. On ikinci asırda Horasan'da yaşadı. Muhammed bin Ali Tirmizî'nin ve Muhammed bin Fazl'ın sohbetlerinde yetişti. Hocalarından icâzet aldı.Ebû Ali Cürcânî'ye; "Allah'a giden yol nasıldır" diye sorulunca, şöyle buyurdu: "Kulu, Allah'a kavuşturan yollar çoktur. En açık ve şüpheden uzak olanı; sözüyle, işiyle, niyetiyle ve maksadıyla sünnete uymaktır. Zîrâ Allahü teâlâ, Nûr sûresinin 54. âyet-i kerîmesinde meâlen; (Eğer Resûlüme uyarsanız, hidâyete erersiniz) buyuruyor.""Sünnete tâbi olmanın yolu nedir" diye soranlara şöyle buyurdu: "Sünnete giden yol; bid'atten kaçmak, Eshâb-ı kirâmın icmâ'ına yâni söz birliğine uymak, bozuk din adamlarından uzaklaşmak, bir tasavvuf büyüğünü tanımak ve eserlerini okumaktır."Cimrilik anlamına gelen "buhl" kelimesinin harflerini ayrı ayrı tahlil ederek şöyle buyurdu: "Buhl'un be'si belâya, hâ'sı hüsrana, lâm'ı da levm yâni kınama ve kötülüğe delâlet eder. Nitekim cimri insan, nefsiyle belâda, çalışma ve gayretiyle hüsranda, cimriliği, kimseye faydasızlığı îtibârıyla kötülenme ve kınanmadadır.""Bir kulun, Allahü teâlânın beğendiği işleri kolayca yapabilmesi, sünnete göre hareket etmesi, sâlih kimseleri sevmesi, eş-dost ile güzel geçinmesi, Allah rızâsı için insanlara iyilik yapması, Müslümanların işini görmesi ve vakitlerini Allahü teâlânın dînine hizmetle geçirmesi, saâdet alâmetlerindendir.""İnsanların çoğunun gâfil dolaştıklarını gördüm. Bu yolda dayandıkları şey, bir zan