İftiracılar yalanlar ve doğrular

Sözcü gazetesinden Saygı Öztürk ve Cumhuriyet'ten Barış Terkoğlu şahsım hakkında gerçeğe aykırı bilgiler vererek itibar suikastı yapmaya çalışıyorlar. Bunlarla mahkemede hesaplaşacağız. Bununla birlikte okuyucularıma yaşadığım olayları ve olayların ardındaki gerçekleri ifade etmeye çalışayım. Zira çok sayıda iftira ve yalan bulunmaktadır. Öncelikle üçüncü baskısı yapılan ve cep telefonundan pizza siparişi verecek kadar kolay satın alınabilecek "Bahriyede 15 Yıl" isimli kitabımı tanıtmak isterim. Deniz Kuvvetleri Komutanlığında görev yaptığım yılları ayrıntıları ile dile getirdiğim 336 sayfalık bu kitapta hakkımdaki iddialara geniş bir şekilde ve detayları ile cevap verilmiştir. Çok az sayıda insan meslek hayatında geçirdiği süreci benim kadar açık yüreklilikle ve gocunmadan yazabilmiştir. Burada kısa ve özet olarak birkaç hususa yer vermek zarureti doğmuştur. Çünkü bana tahsis edilen köşede bunları yazmaz isem yalan ve iftiraları kabul etmiş sayılırım. Gerçi bu sütunda defalarca dile getirdim lakin iftiracıların yüzlerine gerçekleri tokat gibi vurmaya devam edelim. Öncelikle rütbe ve görevimi düzeltmekle başlayayım. Bana "deniz binbaşı" demiş Barış denilen Cumhuriyet yazarı. Hâlbuki Yüksek Askeri Şûra kararı ile emekli edildiğimde "deniz yüzbaşı" rütbesine sahiptim. Sağ olsun beni bir rütbe terfi ettirmiş İkincisi "Sadat" isimli şirkete danışman olduğumu söylemiş. Saygı Öztürk denilen yalancı gazeteci de yakın zamanda yazdığı köşe yazısında aynı yalanı söylemiş. Sadat şirketinin ne danışmanıyım ne de hisse sahibi ve de ortağıyım. Bahse konu şirketle hiçbir organik veya manevi bir bağım yoktur. Kaldı ki; Türkiye'nin çok önemli bir ihtiyacı olan savunma sanayini destekleyen böyle güzide şirketlere üye olsam hiç gocunmam