Paşa gönlünüz bilir

Devlet ve insan hayatı bir öğretiden ibarettir. Aralarındaki fark ise insanın fani, devletin baki olduğu gerçeğidir. İnsanlar yaş, devletler de çağ aldıkça öğreniler birikir, kıymetlenir, teamüller gelişir, hafıza ve arşivin de önemi artar. Mesela; bilge insan, kadim devlet, büyük kulüp unvan ve kavramları da bu şekilde yerleşerek gelişirler. Başarı ise; bu öğreti ile tecrübelerden istifade edildiği sürece yakalanır ve süreklilik kazanır. Şayet; bugün Türk sporu ve spor kulüplerimizde tüm imkanlara rağmen başarı yakalanamıyorsa, bu kıstaslara uyulmadığındandır. Örneğin, Fenerbahçe Spor Kulübü yönetimi tüm çırpınışlarına rağmen yıllardır gelmeyen şampiyonluk ile gün geçtikçe taraftar ve Yüksek Divan Kurulu nezdinde hem itibarını, hem de kredilerini tüketiyorsa, diğer kulüplerimiz de birtakım sıkıntılar içindeyseler, bunun suçlusu ve kabahatlisi kendileri, sebebi de yukarıda izah ettiğimiz konuya riayet edilmediğindendir. Sizce; tecrübelerinden dolayı Fenerbahçe Spor Kulübü Aziz Yıldırım'dan, Galatasaray Spor Kulübü Faruk Süren ya da Adnan Polat'tan, Beşiktaş Kulübü Serdar Bilgili ve diğerlerinden istifade etmeyi denemişler midir Hiç sanmıyorum... Peki bilgiye, tecrübeye arşive kıymet veriyorlar mı Diğerlerini fazla bilmiyorum ama Fenerbahçe Spor Kulübü'nde bu hususa çok da kulak asıldığına emin değilim. Hatta zaman zaman seslendirdikleri şikayet ve sıkıntılarından; tüm kulüplerin borçları ve borçların yapılandırılmasını bekleyen kulüplerimiz... Dört yıldır dünya kadar transfere