Derbi maçı ve divanın ardından

Eskiden Fenerbahçe Galatasaray derbisi denilince bir hafta önceden hazırlıklara başlanılırdı. Gazetelerin birkaç sayfası ve televizyonlar bu konuya yer verir, tartışma ve röportajlar yapılırdı. Bu kez maalesef böyle olmadı. Bunun tek nedeni derbiden bir gün önce yapılan 4 adaylı Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu Başkanlık seçimi ve bu seçimin takdim şekliydi. Bana göre esasen sıradan olmasa da "icraat değil tavsiye" makamı olan "saygın bir mevkinin" Türkiye'nin en önemli derbi maçının önüne geçmesi, adaylardan Uğur Dündar Bey'in Aziz Yıldırım'ın adayı şeklinde sunulmasındandı. Asıllı ya da asılsız bu gerekçe bu seçimin hem önemini artırdı, hem de ezeli rekabetin önüne geçmesine neden oldu. Şimdi ben 22 oy farkla kazanan Fenerbahçe'nin yeni Divan Başkanı Sayın Uğur Dündar'ı kutlarken, eski başkanımız Vefa Küçük Bey'e de sağlıklar diliyorum. Hemen ardından seçim sonrası televizyonlarda yapılan; Uğur Dündar Bey'in Yüksek Divan Başkanı seçilmesi ile "Fenerbahçe başkan ve yönetimini zor günlerin beklediği" fikrine katılmadığımı ifade etmek isterim. Ne münasebet. Bu sav her şeyden evvel yaşı "Kemal'i" bulmuş ve toplumda bir "itibar kazanmış" Uğur Dündar'a bir hakaret olduğu gibi, feraset sahibi Fenerbahçe Yüksek Divan üye ve delegesine de bir haksızlıktır. Bence Sayın Vefa Küçük'ün bu seçimi kaybedip, Uğur Dündar'ın başkanlığı kazanması, Ali Koç - Aziz Yıldırım çekişmesi değil, Dündar'ın Türkiye'nin "yönetim şekline koyduğu muhalif" tavırdır. Türkiye'yi yöneten siyasi erk Fenerbahçe'nin Yüksek Divan delegeleri Uğur Dündar'ın bu tavrını da değerlendirmiş ve oylamıştır.