Övgü sırası İsmail Kartal'da

Uzun yıllardır Fenerbahçe'yi bu kadar istekli, her karşılaşmada üzerine koyarak ve mücadele azmini yukarı çıkararak üst üste böylesine iyi oynadığı bir sezon hiç görmemiştik.Haftalardır birçok futbolcuyu burada mercek altına alıp, övüyor; bir türlü İsmail Hocaya sıra vermiyor hatta geldiğinde de mutlaka eleştirel bir detay sıkıştırıp onu yazıyordum.Bunun kendi içinde sebepleri vardı; öncelikle kuşkusuz teknik adamın yapmaya çalıştığını anlamaya çalışıyordum.Diğer taraftan işe başladığı ilk dönem kadro tercihlerini Fenerbahçe'nin o günlerde bulunduğu duruma gelmesinde etkisi veya katkısı olan belli bir oyuncu grubundan yana kullanmasıydı.Kayserispor Kupa, Slavia Prag Avrupa, Antalyaspor ve Başakşehir Süper Lig karşılaşmalarına çıkan kadroya bakılırsa ne demek istediğim çok iyi anlaşılacaktır.İsmail Kartal, Türkiye'de yaşayan ve Fenerbahçeli bir teknik direktör olarak bu takımın başarısızlığının nelerden kaynaklandığını çok iyi takip ederek bu göreve geldiğini düşünmek istiyordum.Zaten yukarıda saydığım karşılaşmalar Fenerbahçe'nin hem Kupa, hem Avrupa hem de Lig'de kaderini belirledi.Bu coğrafyanın neredeyse insanların üzerine kader olarak yapışan gerçekliği bilgiye dayalı öngörerek, planlayarak, tasarlayarak değil "yaşayarak öğrenme" amprizmidir. Ortada onlarca denenmiş ve oynanmış maç varken neden bazı oyuncularda ısrar etme tercihi kullanılır, mümessilleriyle uzun uzun konuşmak, tartışmak isterdim.Mutlaka bir beklenti vardır.Ancak Fenerbahçe'nin bugünkü başarı grafiğinin de yola kafasında başka gizli ajandası olmayan ve teknik direktörüne güvenen, inanan oyuncu grubuyla devam edilerek oluşturulduğunun farkına varılması gerekiyor.Bakın, bu ülkenin yine tuhaf gerçekliklerinden biridir; kendi mesleklerini yaparken vasatın altında kalan insanımızın futbolu, oyunu ve onu oynayan futbolcuları değerlendirirken acımasızca, empati yapmaksızın herkesi ve her şeyi kalitesiz, niteliksiz, yeteneksiz olarak tanımlaması aslında takip ettiği oyuna dair bilgi seviyesinin de apaçık göstergesidir.var taboolaDivId "";var taboolaPlacement "";if (adServiceConfig.isMobile()) {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_mobile1_milliyet-" 2913437;taboolaPlacement"Mid Article Thumbnails_mobile1_milliyet";}else {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_desktop1_milliyet-" 2913437;taboolaPlacement "Mid Article Thumbnails_desktop1_milliyet";}window._taboola window._taboola || ;_taboola.push({ mode: 'thumbnails-mid-a', container: taboolaDivId, placement: taboolaPlacement, target_type: 'mix' });_taboola.push({ article: 'auto', url: 'https:www.milliyet.com.trskoreruzay-gokermanovgu-sirasi-ismail-kartalda-2913437' });Buna gündemi belirleyen ve sürekli önplanda kalan yorumcu grubunu da eklemek gerekiyor.Tabii zincire yöneticileri, idaricileri ve elbette teknik adamları da ilave edeceğiz ki bu bizim her fırsatta "nerede hata yapıyoruz" noktasına geldiğimiz turnuva başarısızlıklarımızın temel nedeni oluyor.Uzun girişten sonra hemen itiraf edeceğim; İsmail Kartal başta yaptığı tercihlerle benim için bu grubun parçasıydı.Ta ki eskiyi terk edip, yeni bir şeyler deneyene kadar.İsmail Kartal'ın zaten başka şansı yoktu. Kurduğu ve ısrar ettiği kadronun önemli bir kısmı benim en başından beri doğru olduğuna inandığım futbolcu grubunu oluşturuyordu.Evet, bu takımdan Mert Hakan ve İrfan Can'ın da gitmesi gerektiğini söylemiş olabilirim ancak tekrar ediyorum bu söylem futbolcuların kalitesinden kaynaklanmıyor, takım oyununa katkı vermemeleri, aksine onu parçalayan anlayışa sahip olmalarından sebepleniyordu.Oysa takım içindeki ağırlık değişip, teknik adama inanan ve takım oyunu oynamaya çalışanlardan kurulmaya başlayınca benim için gitmelerinden sakınca görmediğim bu oyuncular da çarkın birer dişlisi oluverdiler.Bunu sağlayan İsmail Kartal'ın da artık övgülerden payına düşeni alması gerekiyor.Önümüzdeki sezonun planlamasının içinde nerede olur bilemeyiz; bunu Fenerbahçe'yi yönetenlerin futbol aklı belirleyecektir, ancak en başından beri İsmail Kartal'a tavsiyemiz tam da buydu.Kaybedecek hiçbir şeyin yoksa kimsenin denemediğini gerçekleştir ve oradan kendine inanan bir ekip kur!Bu kadar basit; çünkü Fenerbahçe öylesine dibe batmış ve bütün gözler yönetime çevrilmişti ki