Jesus bir şeyler yapıyor!

Sahaya çıkacak ilk 11'ler açıklandığında "yine farklı oyuncu tercihleri olmuş, acaba dengesiz, uyumsuz bir oyun mu izleyeceğiz" diye içimden geçirdiğimi girişte yapacağım bir itiraf olarak buraya not düşmek istiyorum.Normal şartlar altında kadro ile oynamanın yaratacağı etki böyle bir sonuç olmalıdır çünkü.Tabii bu "normal şartlar altında" olan bir şeydir; mesele Fenerbahçe ile ilgili olunca 'ortamalama, standart, averaj' konuları birbirinin içinde karışıyor.20 Temmuz'dan bu yana 9. resmi karşılaşmasına çıktı.Bu maçlarda 27 farklı oyuncu forma giyme şansı yakaladı.Bazı seçimlerini eleştirdim mi Kesinlikle!Hâlâ "şu değil de bu oynasa" diye aklımdan geçmiyor, değil.24 gol attı!İyi oynayıp oynamadığını da sabaha kadar tartışmak mümkün.Ama "bir şeyler" var!27 farklı oyuncunun neredeyse hemen hepsi sahada mücade etmeye, katkı vermeye, oyunu geliştirmeye, taraftarın istediğinin karşılığını sunmaya çalışıyor, çabalıyor, gayret gösteriyor.Karşılaşma sırasında kameralar yedek kulübesini gösteriyor; herkes pür dikkat maça odaklanmış, izliyor; sahadakilerle birlikte oyunu yaşıyor.Sonra ne oluyorİsmail Yüksek ceza sahasının dışından şut çekiyor, top rakibe çarpıp havalanıyor, bir havan topu gibi yükseliyor ve yere inerken de hedefi kalecinin üzerinden kalenin içi, ağlar oluyor.Normal şartlarda bizim bildiğimiz Fenerbahçe bu golü "asla" atamaz, "mutlaka" yerdi!Peki nasıl oldu da roller değiştiYoksa adındaki o yüksek ve ilahi anlamla Jesus'un bir tılsımı mı dokundu Fenerbahçe'yeTılsım konusunda iddialı olamam ancak Jesus'un Fenerbahçe'ye "bir şeyler" verdiği, değiştirdiği ortada.İrfan Can'ın ikinci ve Mert Hakan'ın golündeki anlam da bunun karşılığı olmalıdır.Ağustos ayında denize düşen bir damla tanesinin giderek büyüyen bir tsunami dalgasına dönüşüp dönüşmeyeceğini Eylül ve Ekim aylarındaki yine o yoğun maç temposu haftalarında izleyeceğiz.Evet, böyle bir giriş gerekliydi, çünkü uzun zamandır Fenerbahçe'nin bu kadar bol golle keyif verdiği bir dönem yaşamamıştık.Tabiri uygun düşerse, kısır ve kabız oyunlarla taraftarı sıkıntıdan bezdiren ve olmadık yenilgilerle çileden çıkaran Fenerbahçe vakasından, bugünkü gerçeğe ulaşmak kuşkusuz yılların biriktirdiği en derin arzuydu.var taboolaDivId "";var taboolaPlacement "";if (adServiceConfig.isMobile()) {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_mobile1_milliyet-" 2913697;taboolaPlacement"Mid Article Thumbnails_mobile1_milliyet";}else {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_desktop1_milliyet-" 2913697;taboolaPlacement "Mid Article Thumbnails_desktop1_milliyet";}window._taboola window._taboola || ;_taboola.push({ mode: 'thumbnails-mid-a', container: taboolaDivId, placement: taboolaPlacement, target_type: 'mix' });_taboola.push({ article: 'auto', url: 'https:www.milliyet.com.trskoreruzay-gokermanjesus-bir-seyler-yapiyor-2913697' });Austria Wien, Kadıköy'e gelirken aklında muhtemelen ülkemiz futbolunun genetik yapısından kaynaklı "acaba bir şansım olur mu" düşüncesi vardı.İşinin hiç kolay olmadığı her ne kadar ortadaysa da Fenerbahçe'nin savunma sorunları gerçeğini bu kadar övgünün arasında konuşmamak da gerçekçi olmaz.Fenerbahçe'nin son Adana Demirspor maçı aslında savunma sorunlarının fazlasıyla ortaya çıktığı bir ikinci yarı izletti bize.Fenerbahçe takım halinde çok iyi mücadele ediyorsa da bunun karşılığının her pozisyonda olumlu sonuçlanmadığı ortadaydı.Ümraniyespor maçını bu anlamda rakibi