Bu sefer maya tutmadı!

Sezonun boyu çok uzun ve mutlak surette dalgalanmalar olacaktır. Önemli olan takımların kendilerini başarıya götürecek ortalamayı yakalamalarıdır.Peş peşe yazdığım yazıları okumuş olan okuyucum hatırlayacaktır bu "ortalama" konusu üzerine bir değerlendirme yapmıştım.Soruyu tekrarlayalım; "yoğun maç temposu içinde istikrarlı bir oyun planı ve kurgusu bol rotasyonlu bir takım programı içinde mi yoksa omurgası oturmuş bir ekibin etrafında oluşturulur"Dünkü maçın genel görüntüsüne bakıldığında Fenerbahçe'nin öncelikle yorgun, sonrasında da isteksiz olduğunu sonucunu hemen çıkarabiliriz.Bir de buna henüz 22. Dakikada 10 kişi kalmayı eklediğinizde üç temel referans nokta ile anlaşılır bir geometrik şekil çizmiş oluruz.Valencia'nın kırmızı kart gördüğü pozisyonunu Arda Kardeşler gerçekten gördü müMaçı izlerken emin olmak çok zordu.Hani yıllar önce kulağına gelen bir "lan" bağırışını olsa olsa Caner Erkin demiştir diyerek cezalandıran Fırat Aydınus gibi Arda Kardeşler de şartlı rekleksle elini arka cebine mi attı, tekrar tekrar pozisyonu izlerken en çok burayı çözmeye çalıştım.Çünkü pozisyonu net olarak gösteren bir kamera görüntüsü de yoktu ortada; bu nedenle VAR'ın da hakeme yardımcı olabileceğine ihtimal veremiyorum.Maç 11'e 11 oynansa daha mı iyi olurdu; Fenerbahçe bu maçı bir şekilde kazanırdı diye büyük laflar etmek için de bu 22 dakikalık süre yeterli bir zaman asla değildi.Ancak artık şu bir gerçek ki Süper Lig'de oyuncusu eksilen takımın kim olduğuna bakılmaksızın bir anda roller değişiveriyor.Üstelik eksilen oyuncu Fenerbahçe'nin gole en yakın futbolcusu olunca tartışma elbette büyüyor.Son olarak da İsmail Yüksek'in attığı golle ilgili tespitimizi hatırlayalım; Fenerbahçe genelde böyle golleri atamaz, mutlaka yerdi, demiştik Austria Wien maçında.YaniFenerbahçe'de son maçlarda işler bir şekilde yoluna girebiliyordu; eksilmese oyunu çevirecek bir momentumu ele geçirebilirdi belki22. dakikadan sonra ta 54'de Adil'in ikinci sarıdan atıldığı bölüme kadarki yarım saatlik bölümde Konyaspor'un bariz bir topa sahip olma üstünlüğü vardı.var taboolaDivId "";var taboolaPlacement "";if (adServiceConfig.isMobile()) {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_mobile1_milliyet-" 2913706;taboolaPlacement"Mid Article Thumbnails_mobile1_milliyet";}else {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_desktop1_milliyet-" 2913706;taboolaPlacement "Mid Article Thumbnails_desktop1_milliyet";}window._taboola window._taboola || ;_taboola.push({ mode: 'thumbnails-mid-a', container: taboolaDivId, placement: taboolaPlacement, target_type: 'mix' });_taboola.push({ article: 'auto', url: 'https:www.milliyet.com.trskoreruzay-gokermanbu-sefer-maya-tutmadi-2913706' });Peki bu pozisyon ve tehlikeli şuta dönüştü müKonyaspor'un mutlak gol pozisyonu diyebileceğimiz, "Altay kurtardı" şeklinde ifade edeceğimiz tek şutu vardı.Rakip topa sahip ancak pozisyon üretemiyorken Fenerbahçe'de durum nasıldıFenerbahçe bu sezon kadrosunun yarısını tekrar yeniledi. Söz konusu oyuncu grubunun kaçının gerçek anlamda ihtiyaç olduğunu sezonun 15. Haftasından sonra anlayabileceğiz.Geniş kadro aynı zamanda rotasyon demek.Önceki yazılarımda savunmanın önemini tekrarlamış; yediğinden fazlasını attığın sürece sorun olmaz ama bazen sıkışan karşılaşmalarda yediğin gol geri dönüşü kolay olmayacak sıkıntılar yaratabilir, diye altını çizmiştim.Bu nedenle savunma kurgusu aslında bir takımın genel omurgasını kuruyor ve onu aynı zamanda ayakta tutuyor.Yenilmek sezonun bu boyunda hiç önemli değil ancak böyle dönemlerde 1 puan bile olsun almak çok büyük avantajlar sağlıyor."Fenerbahçe'nin savunmasında sorun var mı"Cevap: Kesinlikle!"Yahu nasıl olur, kaleyi bulan, tehdit oluşturacak şutu yok neredeyse"İşte bu bakış açısı çoğunlukla yanıltıcı oluyor. Çünkü aslında rakip Konyaspor pozisyon üretmeyi başaracak bir donanıma, organizasyona sahip değilken böyle bir takım karşısında önce 10 kişi kalmak, sonra da hem gol yiyor hem de kaybediyor olmak sorunu tarif ediyor.Üstelik kalene topu topu sadece biri tehlike yaratacak 2-3 şut gelmişken.Bunu konsantrasyona bağlamak mümkün; maç