"Nasıl bir şeymiş o"

Yıl 2004-2005 yılları arasıydı. Bünyesinde çalıştığım firmanın pazarlama kısmında çalışmaktaydım. Türkiye'de ilk defa "Riverse Omosis" sitemli su arıtma cihazını da "tanıtım" yaparak satışını yapıyordum. Yine günlerden bir gün şehir dışında fabrikası, merkezde ofisi bulunan bir yere gitmiştim. Maksadım fabrika sahibine su arıtma tanıtımı yapıp satış yapmaktı.Zile basıp ofise girdiğimde kapıyı ofisi bekleyen iri yarı, 50-60 yaşlarında biri açtı. Bize fabrika sahiplerinin olmadığını ama biraz beklersek gelebileceklerini söyledi.İçeri girip oturdum. Adam bana çay getirdi. Muhabbet ederken "su arıtma cihazı satıyoruz" dedim. "Nasıl bir şeymiş o" dedi.İçme sularının nasıl kirlendiğinden, kirli suların içildiğinde sağlığa zararlarından filan bahsettik. Hatta daha meraklı olup bizden bir şeyler öğrenme niyeti olunca hem anlattık hem de su arıtma cihazımızı su ile test filan yaptık... Galiba bu gördüklerinden sonra "bir tane de ben alayım" der diye beklerken adam ne dese beğenirsiniz:"Acı patlıcanı kırağı çalmaz! Biz çocukluğumuzda çok öküz izinden su içtik" dedi ve bizim hayret dolu bakışlarımıza aldırmadan kararını tek taraflı olarak belirtti:"Bugüne kadar içmişiz bundan sonra da içeriz..."Bu iri yarı, boylu poslu adama "yani tamam şimdiye kadar içmiş olabilirsin. Bak şimdi ayağına kadar su arıtma cihazı getirdik. Bundan sonra bari temiz su iç" filan dedik ama adamı ikna etmek mümkün olmadı...Özeti, bu satışta başarılı olamamıştık... O ofisi bekleyen iri