Naciye öğretmenim

Dış görünüş, insanları yanıltır bazen. İyi sanırsınız; güler yüzüne, tatlı sözlerine bakıp tahmin edemezsiniz; içten pazarlıklı biri olduğunu. Bir punduna getirip ayağınıza çelme takacağını...Tersi de doğrudur bunun. En küçük bir yanlışlığımızı görünce dostça uyarır, iyiliğimiz için eleştirir, yüzümüze karşı söyler de yanlışımızı, kötü niyetli sanırız biz onu.Ne yazık ki çoğumuz, iyi niyetli bu tür insanları değil de, yanlış da yapsak bizi hep alkışlayanları dost sanırız. Dolayısıyla bizi gerçekten sevdiği için, farkında olmadan yaptığımız en küçük yanlışları bile bize yakıştırmayanlardan uzak durmayı yeğleriz hep.En büyük yanlışlarımızdan biridir bu. Dost bildiklerimiz bunları söylemezse, nereden bilebilirizNiçin mi böyle bir giriş yaptım bugün Aksu Öğretmen Okulu'nda 3. Sınıfta Türkçe dersimize Naciye Aybastı öğretmenimiz girerdi... Bizden biraz uzak durur gibiydi öğretmenimiz. Arkadaşlarımı bilemem de, soru sormaktan çekinirdim ben kendisine.Söz gelişi, okulda tüm sınıfların katıldığı bir şiir okuma yarışması yapılmıştı da, boyuma posuma bakmadan ben de katılmıştım bu yarışmaya.İki gün sonra, Türkçe dersimiz vardı, iki saat üst üste. "Acaba o yarışmadan söz eder de olumlu ve olumsuz yanlarımı söyler mi" diye boşuna bekleyip durdum. Sanki o yarışmayı izlememiş, sanki jüride yer almamıştı!"Var mısınız çocuklar, bir de sınıf içi şiir okuma yarışması yapalım" da demedi elbette. Yaklaşık on yıl sonra ben de okuduğum okuluma öğretmen olarak atandığımda birçok öğretmenim gibi Naciye Aybastı öğretmenimi