Emeği geçenleri minnetle anıyorum

"Bu esasların, dünya ve ahiret hayatı için elzem olduğunu zamanla daha iyi anlamaya başladığımı söylemeliyim." Bir profesörün üniversite yıllarını anlatmaya bugün de devam ediyoruz... "İmâm-ı Rabbânî Ahmed Fârûkî Serhendî hazretlerinin ism-i şerîflerini ve mektûblarında bahsettikleri bilgileri ilk defâ Fahreddin Ağabeyden duydum. Günler geçtikçe içimde bir ferahlama ve derin bir emniyet hissi hâsıl oldu. O güne kadar Hulefâ-i Râşidîn, Ehl-i Beyt, 'Aşere-i Mübeşşere, Hazret-i Hâlid Ebâ Eyyüb-el Ensârî, Tapduk Emre, Yûnüs Emre, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, Hacı Bektâş-ı Velî hazretlerinden başka İslâm büyüğü ismi duymamıştım, bilmiyordum. Namazlardan sonra Mehmed Emîn Ağabeyin içli sesiyle okuduğu Kur-ân-ı kerîm hâlen kulaklarımdadır. Fahreddîn Ağabey sâdece Mektûbât ve Se'âdet-i Ebediyye okuyarak değil bazen sabah namazı vakitlerinde de gelerek hareketliliği teşvik ediyordu. Sabah namazlarından sonra medresenin bahçesinde revakların altında idman yaptırıyordu. Başlangıçta biraz zor gelmekle birlikte zamanla faydasını gördükçe her sabah idmanı arar hâle geldiğimi söylemem lâzım. Tahminen 1968 Kasım ayındaydık. Fahreddîn Ağabey bizi, Kuleli Askerî lisesinden Hocası olan ve yurtta da okuduğumuz kitapların yazarı Hüseyin Hilmi ışık Efendiye götürdü. O gün yaşadığım büyük heyecanı anlatmam mümkün değil... Yurtta arkadaşlardan, ağabeylerden öğrendiğim düsturlar, aslında görerek farkında olmadan edindiğim, en mühim hasletler; -Kimseyle münakaşa etmemek, insanlara güler yüzle, iyilikle muamele etmek. Suç işlememek. Günah işlememek. Allah'ın emir ve yasaklarına uymak, ana-babanın ve dinini öğrendiği