Dünyanın en bahtiyarı bendim

Gördüğüm rüyalar ve sonrasında yaşadığım rüya gibi bir hayatı ve yaşamakta olduğum çaresizliği anlatmaya devam ediyorum...Karşımda duran Berat Hanımın aynı zamanda tam bir edep timsali olduğunu gördüm. Kısa bir görüşme neticesinde bu hanımın tam bir mümine olduğunu idrak ederek tarafımca olumlu görüşümü ilettim. Sonrasında ise babası da onunla görüştü, o da olumlu cevap verince sözümüz kesilmiş oldu. Nedense içimi acayip bir ferahlık kaplamıştı.Sonrasında birkaç ay içerisinde evliliğimiz gerçekleşti. Berat Hanım, kısa süre içerisinde kadınlara karşı olan endişemi sona erdirdi. O kadar saygılı ve sevgi dolu bir insandı... Anladım ki o çevredeki yüzlerce kadından çok farklı. Asla kalp kırmazdı, dünya malına düşkünlüğü kesinlikle yoktu. Kendisine bir kişi kötülük yapsa o buna mukabil karşılık olarak ona iyilik yapardı.Elinde üç kuruşu olsa onu hayır için harcamak ister, bolca dinî kitap alıp dağıtırdı. Her defasında "benim en büyük endişem senin rızanı alamamak" derdi. Kesinlikle riyakârlığın dolu olduğu dünyaya ait biri değildi. O iyilik için doğmuştu, ondan fenalık gelmesi mümkün değildi. Bir gün kardeşi bir laf demiş kalbi çok kırılmıştı. Ben çok öfkelendim, "sen de karşılık ver" dedim. "Asla" dedi. Çok uzun süre o lafa kalbi kırık olmasına rağmen kesinlikle bunu dışarı vurmadı, iyilik duygusunu sürdürdü. Onun anlayışı "ben kırılayım karşı taraf asla kırılmasın" düşüncesiydi.Elindeki tüm imkânlarını insanlara fayda sağlamak için kullanırdı. Kendi çocuklarına çok iyi davranması dışında