"Damat baklavaya ne oldu"

Müdür Saffet Hoca kısa zamanda ilmihali okur. "İşte tam istediğim kitaba kavuştum" der... Gümülceli'ye ilk gidişimi anlatmaya bugün de devam ediyorum... Müdür Saffet Hoca kısa zamanda kendisine hediye edilen Tam İlmihal'i okur. "İşte tam istediğim kitaba kavuştum" der, âdeta ezberler. Cahit öğretmenin ihlaslı çalışmaları kısa zamanda kasaba halkının üzerinde güzel bir etki bırakır. Beldenin iki binin üzerinde nüfusu var. Her gün iki yüzün üzerinde gazete gider. Bu kasabadan bir gazete dağıtıcısı vardı. Onunla uzun zaman beraber çalıştık. Bu arkadaş 185 boyunda, o boyuna göre de cüsseli yapılı babayiğit biriydi. İşe koyuldu mu mesaiyi unuturdu. Bu arkadaşın ismi Selçuk'tu Allah rahmet eylesin. Günün birinde rahmetlik Selçuk Abi ile pazarlamaya çıktık. O gün çok ürün sattık. Sevinçten ayağımız yere değmiyor. Selçuk Abi "Bugün yemekler benden. Seni en güzel pide salonuna götüreceğim" dedi. Pide salonuna geldik. Selçuk Abinin cüssesi ve sağlam yemek yediğini bildiğim için ona duble kuşbaşılı kaşarlı söyledim. Kendime bir pide söyledim. Bol salata, yeşillik ayranlar geldi. İştahlı iştahlı yemeye başladık. Ben iyice doydum. Selçuk Abi benden sonra yemeğini bitirdi. Hareket aynen şu: "Orhan çabuk kalk eve gidelim karnımızı doyuralım! Bu hamur dişimin kovuğunu doldurmadı be ya!.." "Ne" dedim gülmeye başladık. Kalktık Saruhanlıdaki evine geldik. Rahmetlik annesi de sağdı. Beni de çok severdi. Ben de onu çok severdim. Nuranî bir kadındı. Hâlâ ona dua ediyorum. Yenge hanım yer sofrasını hazırladı. Çocuk "Baba yemek hazır sofraya geçin" dedi. Selçuk, bağdaş kurdu oturdu. Beni