"Abi ne oldu sana böyle"

Bir su arıtma cihazı pazarlamasıyla ilgili hatıramı anlatmaya bugün de devam ediyorum...Yeni bir adrese tanıtım için bizi yönlendiren sekreter hanım demişti ki:"Bu adresten sizi çağırıyorlar. Su arıtma tanıtımı yapacaksınız."Ben ve arkadaşım verilen adrese gittik. Adrese vardığımızda akşama yakın bir zamandı. Zile bastım, biraz sonra apartmanın kapısı açıldı. Hemen sonrasında, randevu verdikleri için bizi bekleyen birinci kattaki dairenin kapısı açıldı.Karşımda uzun boylu ama bir deri bir kemik kalmış 50-60 yaşlarında bir adam duruyordu. Adamcağızın kolları delik deşik olmuş serum iğnesi izi ile doluydu... Bizi görür görmez adam hanımına dönüp seslendi:"Aaa bu genç bizim tanıdıkmış!"Adam beni tanımıştı ama ben onu çıkartamadım. Biraz şaşkın biraz da ürkek hâlde hanımına seslenen adam benim ismimi de söylemesin miBunun üzerine ben şaşkınlık içinde karşımda duran bir deri, bir kemik hâldeki bu adamı tanımaya çalışıyordum. Saniyeler içerisinde beyin belleğim ne kadar tanıdığım gördüğüm çehre varsa hapsini bir bir yokladı. Zihin ne müthiş bir şey... Ve aradan iki saniye bile geçmeden yüz simasından yola çıkarak, karşımdaki adamın yaklaşık bir yıl önce fabrika ofisinde tanıtım yaptığım o iri yarı amca olduğunu çıkarttım. Ondan başkası değildi.Adam bu bakışımdan etkilenerek "beni bilemedin mi" dedi. Ben ise şaşkınlık içinde ismiyle hitap ederek "şimdi tanıdım ama ne oldu sana böyle Abi" diyebildim. Dedi ki:"Sorma Alaaddin. Bizim böbrekler iflas etmiş, şimdi