Sevda ve direniş türkülerinin babası!..

Bugünün örneği, bu topraklardan; Anadolu'da doğmuş, Adana'da yetişmiş, Ankara'da Devlet Konservatuvarı'nı bitirmiş, adı tüm ülkenin beynine, hafızasına kazınmış, yoksul halkın, biçare insanların sesi olmuş, insanlık timsali bir dev sanatçı,"Halkın Ozanı" Ruhi Su... "Gelin canlar bir olalım" dedi "ölsün" dediler öldürdüler! Evet, o büyük sanatçıyı, büyük devrimciyi, güzel insanı 37 yıl önce, 20 Eylül 1985'te mezara koydular!.. Gençliğimizin dev adamlarındandı... O güzelim bariton sesiyle devrimciliğimizden gurur duymamızı, bu ülkenin yoksul, mazlum insanları için savaşmamızı teşvik ederdi durmaksızın... -Ruhi Su kahramanlarımızdan biriydi!.. Onu en güzel, en içten şekilde anmak, insanlığa bir ilericinin, bir devrimcinin öyküsünü anlatmak için oturdum bilgisayarımın başına; ancak arşivleri karıştırırken, Datça'danSedat Kayaisimli yurttaşımızın, Ruhi Su'nun 30. ölüm yıldönümü medeniyle yazdığı öylesine iç titreten anlatımına rastladım ki,"bundan daha iyi yazamam"diye düşünerek, büyük ustayı izniyle onun kaleminden anlatmaya karar verdim... "Yıl 1912...Van'da doğdu... AdıMehmet Ruhi Su... Küçük yaşta annesini, babasını kaybetmişti... Onları hiç tanımadı... Neden kaybettiğini hiç bilmedi... Kimsesiz kalmıştı..."İtten aç, yılandan çıplaktı..."Ailesi artık Anadolu insanıydı... -Hangi taşı kaldırsam anam babam... Hangi dala uzansam hısım akrabam... Ne güzel bir dünya bu iyi ki geldim, derdi... Kendisinin de cevabını bilmediği soruyu hep şöyle yanıtlardı: -Birinci Dünya Savaşı'nın ortada bıraktığı çocuklardan biriyim!.. İşkencelerde tabutluklarda zindanlarda beş yıl! Ruhi Su'yu Adana'da çocuğu olmayan yoksul bir aileye verdiler... "Bunlar senin amcan ve yengen"dediler... O da öyle bildi... Adana'nın İngiliz işgalinde amcam, yengem dedikleri, Ruhi Su'yu terk etti... Bunun üzerine öksüzler yurduna verildi. Müziğe meraklıydı, bağlama, keman çalardı. Çok başarılıydı... Yıl 1942... Ankara Devlet Konservatuvarı'nı bitirdi... Yıl 1951... Devlet türkülerinden rahatsız oldu,"Komünist"diye içeri attılar; Sansaryan Han'ın en altındaki hücrelerde ağır işkenceler gördü. .. Tabutluğa kondu... Beş yıl hapis yattı ama yılmadı... -Mahsus mahal derler kaldım zindanda Kalırım kalırım dostlar yandadır Dirliğim düzenim dermanım canım Solum sol tarafım imanım dinim, dedi... Yıl 1957... Cezaevinden çıktıktan sonra Ankara Radyosu'nda iş buldu... İş kısa sürdü, kovdular... Kovulma nedeni şu türküydü: -Serdari halimiz böyle n'olacak Kısa çöp uzundan hakkın alacak Mamurlar yıkılıp viran olacak Akıbet dağılır elimiz bizim. Türküleri ünlendikçe milyonlara ulaştı... Düşmanı da çoğaldı... Devlet ve egemen sistem onu hiç rahat bırakmadı, uzun süre işsiz kaldı... 27 Mayıs İhtilali kulüplerde yabancı şarkıcıların sahne almasını yasaklayınca, gece kulüplerinde şarkı söyledi... Yıl 1962... Yapı Kredi Yayınları için 5 yıllık bir çalışmayı tamamlayıp, taslağı banka yetkililerine teslim etti... Banka kitabı bastı ama hazırlayan ve yazanSadi Yaverolarak gösterilmişti!.. İsyan etti, emeği sömürülmüştü. Mahkemeye gitti, kazandı... Ama banka 2. baskıyı yapmadı!.. -Yılmadı, türküleri sevdanın ve direnişin sesiydi!.. Kanlı Pazar'dan ölüme bir devrimci basbariton!.. Yıl 1969... Kanlı Pazar... ABD'nin 6. Filosu'nu protesto esnasında iktidar desteğinde gerici, yobaz güruh tarafından öldürülen gençlere türkü yaktı: -Bu meydan kanlı meydan Ok fırladı çıktı yaydan Kalkın ayağa kalkın Biz şehirden siz köyden... Halkı isyana teşvikten yargılandı, yılmadı... Yıl 1975, Dostlar Korosu'nu kurdu... Çok sesli müziğin gelişmesine önderlik