Ekonomik özgürlükler önemli midir

Özgür düşünce et gibi ekmek gibidir. Özgür düşünme alışkanlığı olmayan insanlar yenilik yapamazlar.Rahmetli Tuncer Bulutay hocam "Bilimin Niteliği Üzerine Denemeler" isimli harika kitabının başlarında "bilim şüpheyi içerir" demişti.Bu topraklarda özgür düşünceye tahammül edilmedi, edilmiyor da genelde. Bu nedenle yenilikler hep dışarıdan ithal ediliyor.Bizim "reform" diye yaptığımız düzenlemeler modern dünyada "yenilik" olarak nitelendiriliyor. Çünkü oralarda daha iyiye erişmek için statüko sürekli eleştiriliyor ve daha iyisi aranıyor.Oysa bu topraklarda statükoyu eleştirenler müesses nizamın sahipleri tarafından hoş karşılanmıyorlar.Üstüne nankör diye de eleştiriliyorlar. Oysa özgür düşünce ve eleştiri müesses nizamın sahiplerinin kararlarına da olumlu katkı sağlayacaktır.Nasıl mıGelin bir bakalımMUTLULUĞU ARAMA HAKKIABD'nin üçüncü Başkanı Thomas Jefferson 1776 yılında yazdığı Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi'nde "yaşam, özgürlük ve mutluluğu arama hakkının devredilmez bir hak" olduğunu belirtmişti. Te 247 yıl önce hem de.Bu tesadüf bir açıklama değildi. Yaşamak özgürlük için ön koşuldur. Şayet bir insanın yaşama hakkı dogma ve hurafe ve hamaset gibi belirli koşullara bağlıysa özgürlük anlamsızdır. Özgürlük olmadığında da mutluluğu arama hakkının bir anlamı kalmamaktadır. Mutluluğu arama hakkı esasen bireyin anlamlı bir yaşam kurma hakkıdır. Bu hak çerçevesinde bireyler kendi yaşamlarındaki mutluluğun çerçevesini kendileri çizmektedir. Yani bireyin kaderini hiç kimse belirleyememektedir. ABD'nin kurulma amacı, her bir bireyin hayatına değer veren, her insana seçme özgürlüğü veren ve herkese hayatın anlamını bulma fırsatı veren bir ortam sağlamaktı. Amerikan Devrimi'nin temel idealleri ile Fransız Devrimi'nin (sık sık karşılaştırıldıkları) temel idealleri arasındaki karşıtlık çarpıcıdır. Fransız Devrimi'nin sloganı "özgürlük, eşitlik ve kardeşlik" idi. Bu yaklaşım bireylerden çok bir bütün olarak topluma odaklanmaktadır. Bu idealler, 19'uncu yüzyılın başlarında Napolyon'un kıtadaki fetihleri sayesinde Avrupa'da standart haline gelmiştir. Avrupa'daki özgürlük yaklaşımı topluma odaklanırken, ABD'deki yaklaşım bireylere odaklanmaktadır. Sonuç olarak bireylerin mutluluklarını arayabilmeleri için özgür olmaları gerekmektedir. Değerli okur bu noktada ABD ve Avrupa'yı bırakalım ve Türkiye'deki özgürlükler ve özellikle de ekonomik özgürlükler konusundaki gelişmelere odaklanalım.Nasıl mıDevam edelim.ÖZGÜRLÜKLERKanada merkezli bir sivil toplum örgütü olan Fraser Enstitüsü Türkiye dahil 165 ülkeye ilişkin Ekonomik Özgürlükler Endeksi hesaplamaktadır. 2017 ve 2021 yıllarında Özgürlük Araştırmaları Derneği adına bu endeksin Türkiye'deki gelişmelerine ilişkin iki rapor hazırlamıştık.Endeks ülkelerdeki politikaların, kuralların ve kurumların ne dereceye kadar ekonomik özgürlüğü desteklediklerini ölçmektedir. Ekonomik özgürlüklerin temel taşları kişisel tercih, rızaya dayalı değişim, piyasaya giriş ve rekabet özgürlüğü ve bireylerin özel mülkiyetin korunmasıdır.Endeksin beş alt bileşeni bulunmaktadır. Endeksin hesaplanmasında 42 veri kullanılmaktadır.Birinci bileşen "hükümetin büyüklüğünü" ölçmektedir. Kamu harcamaları, vergiler ve kamu iktisadi teşebbüslerinin artması hükümeti büyütmektedir. Bunların yanı sıra hükümetin karar mekanizmasının, bireylerin seçimlerinin ve ekonomik özgürlüklerinin yerini alıp almadığına bakılmaktadır. İkinci bileşen "hukuk sisteminin ve mülkiyet haklarının korunma derecesini" ölçmektedir. Bireylerin ve bunların meşru biçimde edindikleri mülklere ilişkin haklarının korunması ekonomik özgürlük ve sivil toplum için hayati önemdedir. Gerçekte bu koruma bir hükümetin en önemli işlevi olarak görülmektedir. Üçüncü bileşen "sağlam para" olarak isimlendirilmektedir. Enflasyon haklı biçimde kazanılan ücretleri ve yapılan tasarrufları erozyona uğratmaktadır. Bu nedenle sağlam para mülkiyet haklarını korumanın zorunlu bir unsurudur. Enflasyon sadece yüksek değil, oynak olduğunda da bireylerin geleceğe ilişkin plan yapmaları ve ekonomik özgürlüklerini etkili biçimde kullanmaları da zorlaşmaktadır.Dördüncü bileşen "uluslararası ticaret yapma özgürlüğüdür." En geniş anlamıyla bu bileşen serbestçe sözleşme yapma, ithalat ve ihracat yapma özgürlüklerini ölçmektedir. Bu unsurlar kısıtlandığında serbest ticaret özgülüğü düşmektedir. Dördüncü bileşen "kamu düzenlemelerine" ilişkindir. Hükümetler bireylerin ve şirketlerin ticaret yapma özgürlüğünü sadece belirli araçlarla kısıtlamazlar. Yasal düzenlemeler ile ticaret yapma özgürlüğüne, kredi teminine,