Yüzyılın doktoruna vefa ve saygı!..

"Vazifemdir bayrağımıÜstün tutmak her bayraktan.Can veririm, kan dökerimVazgeçemem ben bu haktan."Dizeleriyle son bulan"Bayrağım"şiirini yazan...Vefa Sultanisi'nde (Lisesi) okur ve tenis takımı kaptanlığını yaparken her şeyi bırakıpÇanakkale Savaşları'na koşan...Köy Enstitüleri'ni kurarak eğitimde devrim gerçekleştiren...Hz. Mevlana'nın fikirlerine büyük saygı duyan...Debussy ve Wagner'i severek dinleyen...Aklıyla Batı'da, gönlüyle Doğu'da yaşayan büyük düşünce adamı,Cumhuriyet tarihinin tartışmasız en başarılı Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel'in, fırsat eşitliği söz konusu olduğunda memleket evlatları arasında hiçbir ayrım yapmadığını, bu uğurda canı gibi sevdiği oğlunu bile tanımadığını belgeleyen şu çarpıcı anekdota bakar mısınızBakanın oğluCanve arkadaşıGazi Ankara Atatürk Lisesi'ni başarıyla bitirip, yurt dışında öğrenim yapmalarını sağlayacak devlet bursunu kazanırlar.Ancak Bakan Yücel, yanlış anlamaya yol açmamak, "Torpille gittiler" dedirtmemek için her ikisine de bursu kullandırmaz.Can İngiltere'ye, Gazi ise İsviçre'ye gider.Kendi imkanlarıyla okurlar.Biri büyük şair Can Yücel olur, diğeri ise tüm dünyada "Beynin Piri Reis"i olarak ünlenen, beyin cerrahı Prof. Dr. Gazi Yaşargil...Prof. Dr. Gazi YaşargilÜlkemizin saygın bilim insanlarındanProf. Dr. Cengiz Kuday, Can Yücel'i sevgi, özlem ve rahmetle andıktan sonra sözüGazi Yaşargil'e getirerek diyor ki;"Doktorluk mesleğinde yavaşlama, bırakma diye bir durum yoktur. Bizlerin işi kalp kasının çalışmasına benzer. Ya hep çalışır ya da durur!..Bunun en değerli örneği; 97 yaşında olmasına karşın, hâlâ çalışıp hayatlar kurtaran üretken ve öğretici Hocamız Prof. Dr. Gazi Yaşargil'dir.Her uluslararası kongrede binlerce bilim adamının önünde ve başımızdabir üretkenlik abidesi gibi durur. Hocamızın varlığı hepimize gurur verir..."O Gazi Yaşargil ki, bir röportajında "Ne kadar sıklıkla tatil yaparsınız" diye soran bir meslektaşımıza"Tatil yapmam, sürekli çalışırım. Uluslararası kongreler benim için tatil yerine geçer"demişti.Bu çarpıcı cevapla,çalıştığı her günün bir veya birkaç kişinin hayatının kurtulması anlamına geldiğinibelirtmişti.Yani dünyadaki tüm meslektaşlarının önünde saygıyla eğildikleri Gazi Hoca,yaşlanmak için değil, hayat kurtarmak için yaşıyordu...Prof. Kuday, onu anlatmaya şöyle devam ediyor:"Hatırlatmak için söylüyorum;kendisi 1999'da Amerikan Beyin Cerrahları Kongresi'nde 'Yüzyılın Doktoru' seçildi.Yüzlerce orijinal bilimsel yayını ve bir o kadar orijinal buluşlarıyla tıp tarihinde eşsiz bir yere sahip oldu. Bazı bilim (!) insanları kariyerleri boyunca bir tek uluslararası yayına imza atamazlarken, onun bilimsel makalelerinden