Meral Hanım şu sıralar sakinleştirici kullanıyordur

Kemal Bey 'alıştıra alıştıra' taktiğiyle HDP'yle ilk görünür temasını kurdu. Ne konuştular peki 'Kürt sorunu'! Yani ittifak işleri değil. Kaç bakanlık, hangi bakanlık, kaç valilik... Bunlar konuşulmadı! Yerel yönetim özerkliği, PKK'ya operasyonların durdurulması, Apo'ya özgürlük... Hiç konuşulmadı! Ya ne konuşuldu peki Kürt sorunu! Türkiye'de bir Kürt sorunu yok halbuki... Olur mu yok! Var! Meclis'te biri tutanağa 'bilinmeyen dil' yazmış! Bu! Evirdi çevirdi 'olacak iş değil' dedi. Devleti suçladı... Bu basit işgüzarlıktan medet umdu. Bu çerçevede başka da bir şey diyemedi. Oysa gelinen noktada bugün Türkiye'de 'Kürt sorunu' diye bir sorun yok. Ya ne var Terör sorunu. Adı da PKK! Kılıçdaroğlu HDP buluşmasından tam 17 saat önce Yenikapı'daki Nevruz mitinginde HDP'liler hadlerini yine aştılar. 'Öcalan'a özgürlük' istediler. PKK yani terör övücülüğü yaptılar. Hani PKK ile aralarına mesafe koymuşlardı. Bırakın mesafe koymayı artık küstahça daha da açık ediyorlar. Kemal Bey görmemiş olabilir mi Olamaz! Bu yüzdendir ki meseleyi kendince 'Kürt sorunu' parantezine alıp sıvışmayı denedi. Yemedi kimse tabii ki! Kucaklaşalım, sevelim, sevilelim edebiyatı yaptı. Hatta emperyalist güçlerin oyununa gelmeyelim gibi laflar etti. ABD'ye, İngiltere'ye, Almanya'ya gidip icazet dilenen Kemal Bey dedi bunu. PKK'ya elli bin TIR dolusu silah veren Amerika'ya tek laf edemeyen Kemal Bey! PKK ile mücadele için gerekli tezkereye 'Hayır' diyerek ABD'lileri memnun eden Kemal Bey! Yerseniz! Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu CHP'nin genel başkanı Türkiye Cumhuriyeti'nin 13. Cumhurbaşkanı olabilmek için bölücülerin kapısına gitti. Sırtını eli kanlı terör örgütü PKK'ya dayananlarla görüştü. Bebek katillerinden cumhurbaşkanı