Seçimin ardından

Rakamları bir kenara bırakın... Türkiye'nin yarısı Erdoğan ve rejimine karşı... Burun farkı ile yarışın finalini devşirme seçmenler belirledi... Yani, vatandaşlık satılan milyonlarca seçmen... Ben parti devletine, tek adam sistemine karşı oy kullanan yurttaşın direnişini ve büyüttüğü umudu kutluyorum. Devletin tüm imkânlarına, iktidarın tüm yalanlarına karşı verilen büyük bir mücadeleydi seçim süreci. Ve bu mücadele bitmedi... İki seçmenden biri Saray'a hayır dedi... Seçime katılımın neredeyse tüm kentlerde düşmesi bu sonucu yarattı. Yani devşirme yabancı seçmen kadar sandığa gitmeyen seçmen de bu sonucu hazırladı. Montaj, yalan, kara propoganda... Camilere siyaset girdi... İmamlar, kaymakamlar, valiler... TRT, Anadolu Ajansı, YSK... Devlet gücü ile yapılan operasyon ve iftira karanlığında bir seçim yaşandı. Halkın iletişim kanalları, radyo, TV, gazeteler karartıldı ve kirletildi... Tüm bunlara karşın seçim seçim sonucu halkın değişim isteğinin katlanarak büyüdüğünün işaretidir. Seçimler kazanılır ya da kaybedilir. Türkiye'nin yarısı demokrasiye ve memleketin geleceğine olan inancı göstermiştir. Yarından itibaren siyasi partilerin yetkili isimleri dışında, toplumbilimciler ve siyaset bilimciler seçim sonuçlarının analizini yapmalı ve değişim isteyen milyonlarca insana neden kaybedildiğini açıklamalıdır. Bu analiz önemlidir çünkü seçmenin sandığa ve demokrasiye inancını kaybetmemesi gerekir. Seçim sonucunun sağlıklı analizi yapılmalı ve üzeri örtülmemelidir. Hatalar, sorunlar, eksiklikler açıkça dile getirilmeli, iktidarın bunca yıpranmasına rağmen seçimi yine de kazanıyor olmasının nedenleri ayakları yere basan ciddi değerlendirmelerle topluma anlatılmalıdır. Büyükşehirlerin tamamında gerileyen bir iktidar var. İlk tur seçiminin ardından Ekrem İmamoğlu kendisi ve diğer büyükşehir belediye başkanları için şu öneriyi yapmıştı: "Kentlerimize dönelim ve ikinci tur için var gücümüzle